Didinip didinip ömrünce İnşa ettiğin bu ev yıkılacak bir gün Ve sırtını dayadığın bu duvar da. Her gün çiçeklerini suladığın Ve her sabah kokusunu çektiğin, Bakarak mutlu olduğun bu bahçe de, Bir gün susuz kalıp kuruyacak.
Gölgesinde oturdugun, uzandigin; Derin hayallere daldığın Yelpazesiyle bu koca çınar ağacı Bir gün duracak, gölge yerine Yapraklar dökecek üstüne solgunca. Ve sırtını ısıtan bu kızıl güneş Bir gün yok olup gidecek Ve bir daha dogmayacak Mutlu uyandığın sabahlara..
Üzülecek, hayıflanacaksin belki de. Zamanın ıpinden tutmak, çekmek istersin geçmişin derelerinden. Ve belki pişmanlık ile ahlar Ve derinden ahlar çekeceksin yüreğinden.
Büklüm olup yerlere çökeceksin Gözyaşı döktüğün kumları sayarak. Ellerin, kolların,ayakların, Yıllarca taşıdığın bedenin, Gözlerin ile dağılıp toprağa düşeceksin?