Yılda 25 bin

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, Yıllık ortalama olarak kendilerine 20-25 bin civarında boşanma davasının geldiğini aktardı.

  Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Oditoryumu'nda Bursa Barosu'nca düzenlenen "Aile Hukuku ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Yargıtay Uygulaması" konulu seminere katıldı.   Seminer öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gençcan, son yıllarda boşanma davalarına şekli olarak bakıldığında dava sayılarında bir artış olmadığını belirtti.   Yıllık ortalama olarak kendilerine 20-25 bin civarında boşanma davasının geldiğini aktaran Gençcan, ''Bu oran yıllara göre bin-2 bin artış ya da azalış gösteriyor. Bir de anlaşmalı boşanma durumu yürürlüğe girdiğinden dolayı anlaşmalı boşanmalarda eğer temyiz edilmezse Yargıtay'a gelmediğinden dolayı büyük miktarda atış yoktur. Aksine oranlamaya bakarsak Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında en düşük seviyede boşanmaya sahip ülkelerden birisidir'' diye konuştu.   Gençcan, Türkiye'de boşanma davalarının açılmasının ardından kadınların tehlikelerle karşı karşıya kalabildiğine dikkati çekerek, ''Kadın boşanıp meşru bir evlilik yapmasına ve çocukları dahi olması rağmen boşandığı eşi tarafından öldürülebilmektedir. Boşanma davası açılır açılmaz kadının korunma altına alınması gerekiyor. Dolayısıyla da bu konuda 6284 Sayılı Yasa'yla birlikte kadınların korunması söz konusudur'' ifadelerini kullandı.   Boşanma davalarının yüzde 80'ine yakın kısmında fiziksel şiddetin doğrudan görüldüğünü vurgulayan Gençcan, şunları kaydetti: ''Fiziksel şiddetin yasalardan veya eğitim eksikliğinden kaynaklanması söz konusu değil. Benim gördüğüm boşanma davalarında polis de hakim de baro başkanı da eşini dövebiliyor. Bu durumlar fiilen yaşanmış şeylerdir. Bunlar birer ikişer örnektir ama bu dahi bu durumun eğitim konusu olmadığıyla ilgili bir şeydir. Yasalarda da kesinlikle bir boşluk yoktur. Eşe şiddet olayı tamamıyla ruh sağlığıyla ilgili bir durumdur, bilimsel hiçbir izahı yoktur. Kişi kendi çocuğunu, kayınvalidesini, karısını öldürüyor. İnsan öldürmenin zaten bir mantığı olamaz.''