Konuya ilişkin açıklamada bulunan Mican, "Değerli Dava arkadaşlarım Aziz Türk milleti ulvi davamızın hizmet aracı olan kutlu hareketimizin, Büyük Birlik Partimizin, mazide ki günlerini yeniden yaşatmak için Ülkücü heyacanım Alperen ruhumla Partimizin Genel başkanlığına aday oldum!" dedi.
Kürşat Mican yaptığı basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verdi:
"Değerli dava arkadaşlarım, basınımızın güzide temsilcileri, Aziz Türk Milleti;
Yüce Allah'ın selamı, rahmeti, inayeti ve hidayeti üzerinize olsun. Bu önemli ve anlamlı günde bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Değerli arkadaşlar, malumunuz, Rusya'nın da desteklediği Ermeni Terör Devleti, Azerbaycan'a saldırıda bulunmuştur ve sivil Azeri kardeşlerimizin yaralandığını, şehit olduğunu öğrendik. Allah-u Teala öncelikle şehitlerimize rahmet eylesin. Yaralı olan kardeşlerimize şifalar versin. Biz iki devlet tek milletiz ve buradan temennimiz, duamız Azerbaycan Devleti'nin ve şanlı ordusunun, inşallah, biran evvel Karabağ'a girip Azerbaycan bayrağını dalgalandırması ve bu operasyonun muzafferiyetle sonuçlanmasıdır.
Asırlardır bu kutlu toprakları bize yurt kılmak için mücadele eden, Vatanımız, Milletimiz, Bayrağımız ve Mukaddesatımız için şehadet şerbeti içen tüm kahraman şehitlerimizi ve hassaten Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle, minnetle, hürmet ve muhabbetle ve sonsuz şükranla yad ediyorum.
Bugün burada ulvi davamızın hizmet aracı olan kutlu hareketimizin, Büyük Birlik Partimizin, olağan kongresinde şerefli sancağımızı inşallah devralmak üzere Partimizin Genel başkanlığına aday olduğumu sizlerle ve kamuoyuyla paylaşıyorum "
"BÜYÜK BİRLİK PARTİMİZ, NEFSİ ARZULAR, DÜNYEVİ MAKAM VE MEVKİ HIRSI, ŞAHSİ İKBALLER İÇİN KURULMADI "
"Malumunuz olduğu üzere Büyük Birlik Partimiz 29 Ocak 1993 tarihinde Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu tarafından kurulmuştur.
Kurucu Başkanımız Şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu; Nizam-ı Alem İ'lay-ı Kelimetullah için Türk İslam Kültür ve Medeniyetinin, Anadolu İrfanının yaşanması ve yaşatılması için asırlar boyu zulme, haksızlığa, adaletsizliğe karşı ve Allah'ın kelamını yeryüzüne hakim kılmak için mücadele eden Müslüman Türk Milletinin değerleriyle birlikte, ötekileştirilmeden, kardeşçe, çokluk içerisinde birliği tesis ederek, refah içerisinde varlığını sürdürebilmesi ve esaret altında sömürülen tüm soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin esaretinin son bulması için Adriyatik'ten Çin Seddine kadar kaynaşmış ve birleşmiş Büyük Türk İslam Dünyasını kurmak ve tesis etmek maksadıyla bu ulvi yola baş koymuş ve Büyük Birlik Partimizi kurmuştur!
Bilinmelidir ki; Büyük Birlik Partimiz nefsi arzular, dünyevi makam, mevki hırsı ve şahsi ikbal gayesiyle kurulmamıştır "
"KUTLU BİR DAVA BİZE MİRAS BIRAKILDI "
" Bakınız; 1000 yıl evvel Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin yakmış olduğu iman ateşini, bin bir zorluğa, çileye, sıkıntıya, zindanlarda çektiği onca acıya, her türlü baskıya, tehdide rağmen Anadolu'da harlayarak tekrar canlanmasını sağlayan Şehit Liderimizin en büyük hayali ve gayreti; Alperen Ocaklarımızda imanlı, irfanlı, faziletli, erdemli, edepli, adaletli, özverili, merhametli, ahlaklı, vicdanlı, şecaat sahibi, vatanperver, milliyetperver, fedakar ve hal diliyle yaşayan alperenlerin yetişmesi ve ayrıca Türk Siyasetinde de her yönüyle örnek şahsiyetler olarak hizmet etmesiydi!!!
Şehit Liderimizin her daim özüyle sözü bir olmuştur. Kendi söylemiyle; düz yaşadı, düz durdu, düz yürüdü, dik durdu, doğru ilerledi.
?Bir saniyesine dahi hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.' diyerek inandığı değerlerden, vatan sevgisinden, ilke, ülkü ve ideallerinden asla vazgeçmedi, taviz vermedi ve tam da bu yüzden Keş dağlarında barbar ve hain ellerce hunharca katledildi.
Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu, fani dünya hayatını terk etti belki ama bizlere miras olarak kutlu bir dava, muhteşem bir hayat hikayesi, mücadele ruhu ve azmi, ömrümüz boyunca örnek alabileceğimiz, yolumuza ışık olacak birçok davranış, ilke, veciz söz ve ciltlerce kitaba konu olacak ölümsüz öyküler bırakmıştır.
O, günümüzde eşine az rastlanır bir abide şahsiyetti. Vakıf insandı. Mazluma Yunus, Zalime Yavuz oldu hep. İnandıklarını söyledi, söylediklerini yaşadı ve adını tarihe altın harflerle yazdırdı.
Hiçbir yanlışın karşısında susmadı, hiçbir tehdide boyun eğmedi, doğru bildiğinden ödün vermedi, istikamet üzere yürüdü ve şehadetiyle de bunu tescilledi.
"11 YIL SONRA PARTİMİZ BİRCOK ACIDAN ZAYIFLATILDI BUNA MÜSADE ETMEYECEĞİZ "
" Muhsin Başkanımızın Şehadetinin üzerinden geçen 11 yıllık süre zarfında geldiğimiz noktada; partimizin birçok açıdan zayıfladığını görüyoruz, hatta başka siyasi yapılar tarafından mahalle partisi olarak addedilmemiz bizleri derinden yaralamakta ve üzmektedir.
Mazisi lekesiz ve şerefli olan partimizin temeli olan, milli mutabakat ruhunu yeniden tesis etmek, diriltmek, canlandırmak artık mecburi bir hal almıştır.
Allah'ın birliği ve Resul'ünün risâleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımadığını ilan eden şehit liderimizin emaneti olan partimizde, ne yazık ki artık bu mutlak hakikatlerden başka hakikatler de benimsenmeye başlanmıştır. Karşıt fikir ve görüşlere kapılar kapatılmış, küçük olsun benim olsun, benim dediğim olsun anlayışı hâkim olmuş, kuruluş felsefesinden fersah fersah uzaklaşılmıştır.
Oysa Muhsin Başkanımız Lider sultalarını reddederek, istişare, meşveret ve fikir teatisine kapısını her zaman açık tutmuştur. Daima Parti içi adaleti öncelemiş, hareketimize en ufak emek verene dahi saygı göstermiş, hiçbir emeğin zayi olmasına izin vermemiş, eleştirilere tahammül göstermiş, her zaman kucaklayıcı ve kuşatıcı bir yaklaşım sergilemiştir.
Biz Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun evlatları olarak, göreve geldiğimiz takdirde partimizin kuruluş kodlarını, yani samimiyet halkasını, kardeşlik halkasını, dayanışma halkasını, nezaket ve letafet halkasını, istişare ve meşveret halkasını, sevgi ve saygı halkasını, adalet ve her görüşe tahammüllü olma halkasını yeniden tesis ederek Büyük Birliğimizi hep birlikte layık olduğu yüksek konuma getireceğiz!
Ve andolsun ki Liderimizi şehit edenlerden tüm siyasi ve sivil kuvvetimizi ortaya koyarak bunun hesabını soracağız, özellikle yargının ve siyasi erklerin bu karanlık olayı bir an evvel aydınlatmalarını ivedilikle sağlayacağız!
Bakınız; şu anda Parti'mizin ciddi manada bu olayın üzerine gittiğini düşünmüyorum. Aradan 11 yıl geçmiştir ve Yargıtay'daki dosya kapamak üzeredir. Bu 11 yıllık dönemde Devlet Denetleme Kurulunun, geçmiş dönemdeki Cumhurbaşkanı'nın dahi ,''Kara kutuyu keçiler sökmedi ya!'' demesi ve o kara kutuyu sökerken askerlerden bir tanesinin, 15 Temmuz darbe girişiminde Muğla'da Cumhurbaşkanı'mıza suikastle görevlendirilen timin arasında olduğunu da bilmek lazımdır ve onun ismi de dosyadadır. Yani birçok delil var ama maalesef Şehit Liderimizin katilleri hâlâ bulunamadı. Bu durum yüreğimizde her gün kanayan bir yara ve gün geçtikçe yaramıza tuz basılıyor.
Artık biran evvel partimizle, ocağımızla, yenisiyle, eskisiyle, genciyle, yaşlısıyla birliğimizi ve kardeşliğimizi yeniden tesis ederek; partimizin kuruluş felsefesine, kuruluş amacına, kuruluş gayesine dönülerek, birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimizle çatışmadan, fikir teatisi sofrasını kurarak, istişare ve meşveret halkasını yeniden oluşturarak birliğimizi tesis edip, önce Şehit Liderimizin katillerini bulacağız daha sonra davamızı omuz omuza birlikte sürdüreceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle gerçekleştirecek olan kongremizde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlığına aday olduğumu açıklıyorum. Dava arkadaşlarımdan bana bu yolda destek olmalarını temenni ediyorum. Yüce Allah'tan bizlere muvaffakiyetler nasip etmesini diliyorum.
Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyor, Allah'a emanet ediyorum! "