Dünya Rüzgar Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye'nin rüzgar enerjisindeki potansiyelinin yüksek olmasına rağmen şu anda sadece 6 bin megavatını değerlendirdiğini söyledi.
Uyar, bir program kapsamında geldiği Bursa'da, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1989'da Türkiye'nin rüzgar haritasını çıkardığını ve o dönemde 83 bin megavatlık rüzgar enerjisi potansiyelinin ortaya konulduğunu ifade etti.
Bu potansiyelin şu anki kurulu rüzgar enerjisi gücünden fazla olduğunu belirten Uyar, "Biz bunu değerlendirmedik. O zaman Almanya'nın 8 bin megavat potansiyeli vardı. Bizim ise 83 bin megavat, yani 10 misli fazlaydı. Şimdi Almanya, olmayan rüzgarıyla 60 bin megavata ulaştı. Biz 6 bin megavattayız." diye konuştu.
- "Rüzgar boşa gidiyor"
Türkiye'nin enerjiyle ilgili politikalarını tekrar düzenlemesi gerektiğini dile getiren Uyar, şunları kaydetti:
"Nasılsa doğalgaz kullanıyoruz diye enerjinin etkin kullanımı ve yenilenebilir enerjiye gereken önem verilmedi yıllardır. Oysa Türkiye'nin rüzgar enerjisindeki yeri, Çin'den ve Amerika'dan sonra dünya üçüncülüğüdür. En ucuz enerji, rüzgar. Potansiyelimiz çok yüksek ama onu değerlendiremiyoruz, geç kalıyoruz ve rüzgar boşa gidiyor. Rüzgar enerjisine ne kadar öncelik verirsek petrole o kadar az para vereceğiz. Bu da bir o kadar az savaş anlamına gelir. Kimseyi öldürmeden, kimseyle savaşmadan yararlanabileceğimiz bir enerji kaynağı var. Bu potansiyelden bir an önce daha fazla faydalanmalıyız. Böylece 60 milyar dolar petrol faturası ödemeyiz. Yenilenebilir enerji, kullanıldıkça ucuzlar. Türkiye'nin şu andaki rüzgar enerjisi potansiyeli 150 bin megavat. Kullanabildiğimiz ise 6 bin megavat. (25'te biri)"
Uyar, Türkiye'de rüzgar enerjisi yatırımı problemi olmadığına dikkati çekerek, "Bunun için çok ucuz kredileri var ama lisans alamıyorlar. Şimdi kaynak var, teknoloji var ama doğalgaz anlaşmaları nedeniyle izin verilmiyor. Bunun özgürleştirilmesi ve enerjinin verimli kullanılması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Deniz türbinleri, 2020'de ucuzlayacak"
"Elektrik üretiminin yüzde 10'u hidrolik dışında, güneş, rüzgar ve jeotermalden üretiliyor, bioenerji de 200 megavat oldu" diyen Uyar, Türkiye'nin her bölgesinin rüzgar enerjisi yatırımı için uygun olduğunu, ülke genelinde yaklaşık 6 bin rüzgar türbini olduğu bilgisini aktardı.
Rüzgar türbinlerinin doğayla uyum konusunda dünyanın en gelişkin teknolojilerinden olduğunu anlatan Uyar, şöyle konuştu:
"Sürekli her taraftan esen rüzgar, türbülansla birlikte 25 yıl ayakta kalabilen, dünyanın en kaliteli teknolojisidir. Güneş pilleri bile bu kadar kaliteli değil. Son yapılan 10 megavatlık rüzgar türbinleri, 80 metre kanatlarıyla bir futbol sahasından büyük ve 20-30 yıl çalışıyorlar. Rüzgar türbinleri teknolojisinin geldiği noktada, şebekeye bağlı olarak, 100 rüzgar türbini artık bir nükleer santralin, kömür santralinin ürettiği elektriği üretebiliyor rüzgar varsa. Kaynak var, gelecekte de olacak. Teknoloji de var. Yurt dışından rüzgar türbinlerinin gelmesi konusunda bakanlık, önlem alıyor. Yerli üretim ve araştırmalar yapılıyor. Zaten türbinlerin yüzde 70'i yerli üretim. Yıllardır yapılıyor ve ihraç ediliyor."
Uyar, deniz rüzgar türbinlerinin kurulum maliyetinin daha yüksek olduğunu ifade ederek, "Deniz türbinleri, henüz ucuz değil ama 2020'de olacak." dedi.
