Bilinçaltı kodlama, hipnoz ve travma çözümü adı altında aldatmaca
Kendilerini eğitmen ya da terapist olarak tanıtan bazı kişilerin, bilim dışı yöntemlerle insanlara "şifa" vadettiği öne sürülüyor. Şamanizmden hipnoza, bilinçaltı kodlamadan sözde travma çözümlerine kadar uzanan bu uygulamalar, psikoloji veya ruh sağlığı alanında hiçbir resmi eğitimi olmayan kişilerin yönlendirmesiyle gerçekleşiyor.
Kırılgan bireyler hedefte
Özellikle psikolojik olarak hassas durumda olan bireylerin bu programlara yönlendirildiği; kaygı bozukluğu, depresyon ve travma sonrası stres yaşayan kişilere "kişisel gelişim" adı altında ulaşarak istismara açık hale getirildiği bildiriliyor.
Uzmanlardan ciddi uyarılar: "Geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir"
Psikologlar, psikiyatristler ve akademisyenler bu tür uygulamaların bireyler üzerinde geri dönüşü olmayan ruhsal zararlara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Alan dışı kişilerin müdahalelerinin, ruh sağlığında deney tahtası etkisi yarattığına dikkat çekiliyor.
Eğitim değil, istismar!
TEAK çatısı altında sunulan programların, bilimsel temelden uzak, kontrolsüz ve ticari kaygılarla sunulan içeriklerden oluştuğu ifade ediliyor. Psikoloji eğitimi almamış bireylerin travmatik sorunlara "müdahale" etmesi ise skandalın boyutunu gözler önüne seriyor.
MEB ve Sağlık Bakanlığı'na çağrı: "Denetim nerede?"
Kamuoyunun en çok merak ettiği sorular ise şu şekilde sıralanıyor: "Milli Eğitim Bakanlığı'nın ismi kullanılarak sunulan bu içerikler nasıl gözden kaçtı? Sağlık Bakanlığı bu denetimsiz psikolojik müdahalelere neden sessiz kalıyor? İnsan sağlığını hiçe sayan bu sistem kim ya da kimler tarafından korunuyor?"
Yasal düzenleme ve acil müdahale talebi
Uzmanlar, ruh sağlığı gibi hassas bir alanın yalnızca psikoloji ve psikiyatri eğitimi almış, yetkin kişilerce yürütülmesi gerektiğini vurguluyor. Bu tür yapılarla mücadele için ciddi yasal adımların atılması gerektiği belirtiliyor.
Ruh sağlığı sahipsiz değildir!
Devletin temel sorumluluklarından biri olan akıl ve ruh sağlığının korunması, denetimsiz ve bilim dışı yapılanmalara karşı etkili önlemler alınmasını zorunlu kılıyor. Kamuoyunun da bu tür "eğitim" adı altında sunulan içeriklere karşı bilinçli ve temkinli olması gerektiği ifade ediliyor.
