Mart Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen ?Ölümünün 100. Yılında Ömer
Seyfettin' isimli panelde konuşan Prof. Dr. Muharrem Dayanç, 'Milli bir edebiyat inşa
edebilmek için milli bir dile ihtiyaç olduğunu düşünür ve bunun için gayret göstermiştir.
Hayatının merkezine ?mefkûre' ideolojisini koymuş bir yazardır' dedi.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Mart Kültür Sanat Etkinlikleri ?Ölümünün 100. Yılında Ömer
Seyfettin' paneli ile devam etti. AKM'de gerçekleştirilen programa Prof. Dr. Yılmaz
Daşcıoğlu, Doç. Dr. Gülsemin Hazer ve Prof. Dr. Muharrem Dayanç konuşmacı olarak
katıldı. Paneli çok sayıda dinleyicinin yanı sıra Geyve Belediye Başkanı Murat Kaya, Sakarya
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Yorulmaz takip etti.
Okumayı sevdiren yazarlardandır
Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu, 'Elden gitmekte olan vatan için kalemleri ile mücadele vermiş
olan yazarlarımızdan biridir Ömer Seyfettin. Türk hikâye edebiyatını özerkleştiren kişidir. Bu
kadar yoğun şekilde yazarak hikâyeyi özel bir tür haline getirmiştir. Bizim toplumumuza
okumayı sevdiren yazarlardandır. Ayrıca eserlerinin Cumhuriyet döneminin edebiyatını
hazırlayan bir yapısı vardır. Yani dönemin dilini oluşturmuştur. Kurgusu ve kalıbı basit gibi
görünse de o dönem için olağanüstüdür. Basit vakaları bile dildeki ustalıkla muhteşem bir
kalıba sokmuştur' dedi.
'Edebiyatın en güzel yanı sınırlarının olmayışıdır'
Doç. Dr. Gülsemin Hazer, 'Edebiyatın en güzel yanı sınırlarının olmayışıdır. Bizi
sınırlarımızdan çıkartır ve bambaşka dünyalara taşır. Bir şiir bir öykü bizi olduğumuz
dünyadan kopartır ve adeta hayalimizin sınırlarını zorlayarak uzaklara götürür. Yazar bazen
ne yazacağını ve nasıl yazacağını araştırır Belki de tüm yaşamını tarzını belirlemek için
geçirir. Ömer Seyfettin tarzının dışına pek çıkmamıştır. Ömer Seyfettin olay hikâyeciliği ile
başlıyor ve o şekilde devam ediyor. Hikâyeciliği belli bir noktaya taşıyan en önemli
yazarlardan birisidir. Hikâyelerinde birçok temayı konu ediniyor. Tarihi iade değil, ihya
ediyor. Dil ve üslubu sadedir. Tercihlerini ve tarzını faydalı olmaktan yana yani halk için
kullanmıştır. Eserlerinde iyi ve kötü çok net çizgilerle birbirinden ayırt edilebilir' dedi.
Milli bir edebiyat inşa etmeye çalışmıştır
Prof. Dr. Muharrem Dayanç, 'Ömer Seyfettin günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir yazar
olmaya başladı ne yazık ki. Ömer Seyfettin 1884'te Gönen'de doğmuş ve 1920'de İstanbul'da
vefat etmiştir. Genç yaşta yani 36 yaşında hayatını kaybetmiştir. Mehmet Akif ile birbirlerine
çok benzerler. Biri Türkçü biri İslamcı olsa da bu duruma takılmamak lazım çünkü 1914'ten
sonra bu iki ideoloji birbirinden ayrılmaya başlıyor. Milli bir edebiyat inşa edebilmek için
milli bir dile ihtiyaç olduğunu düşünür ve bunun için gayret gösterir. Cephedeyken 1912'de
Yunanlılara esir düşer ve burada günlük tutmaya başlar. Âlim olmak ve bilimle uğraşmak
isterken hikâyeci oluyor. Esaretten kurtulup yazmaya başlayacakken bütün buhranlar peş peşe
gelir, hatta annesini de o dönemde kaybeder. Ziya Gökalp 'Buhranların bitmesini beklersen
eğer bu memlekette buhran bitmez' der ve Ömer Seyfettin yazmaya başlar. Hayatının
merkezine ?mefkûre' ideolojisini koymuş bir yazardır' ifadelerine yer verdi.