Sakarya Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Zekiye Güneş Kılcı, Ankara Batıkent'tekiçok sayıda köpeğin zehirlenerek öldürülmesinin ardındanbasın açıklaması yayımladı.
Kılcı'nın açıklaması:
'09.04.2019 günü Ankara Batıkent Turgut Özal Mahallesindeki çok sayıda köpeğin aynı anda zehirlenerek acı çekmeleri çevre sakinlerinin dikkatini çekmiş, çevrede yapılan incelemede etrafa atılmış tavuk parçaları olduğu fark edilmiştir. Köpeklerden 13 tanesi zehirli tavukları yedikleri için ölmüştür. Basına ve sosyal medyaya yansıyan görgü şahitlerinin ifadelerinden beyaz bir araç içerisinden inen kişilerin tavukları sokağa bırakmaları neticesinde köpeklerin ağzından köpük gelerek öldükleri anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu ölümlerin planlı ve kasti olduğu açıktır. Bu noktada öldürme şekli, soğuk kanlılık ve planlı olması açıkça şüphelilerin canavarca his beslediğini ortaya koymuştur.
Yaşama hakkı sadece insanlara ait değildir, bu canlıların da yaşama hakkı mevcut olup, devlet tüm canlıların yaşama hakkını korumakla yükümlüdür. 5199 sayılı kanunun artık yetersiz kaldığı noktasında duraksama bulunmamaktadır.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 1. maddesinde Kanun'un amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamak olarak tanımlanmış, 4. maddesinde, bütün hayvanların eşit doğduğu ve bu kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahip oldukları belirtilmiş, 6. maddesinde; 'Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaklanmış,' 14. maddesinde ' Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek' yasaklanmıştır.
Bu Kanun Hükümleri dikkate alındığında şüphelilere verilecek en ağır ceza TCK'nın 151/2. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçu sebebi olacaktır.
Sahipli hayvanların öldürülmesinin yaptırımı hapis cezası iken sokak hayvanları için idari yaptırım öngörülmüş olması Hayvanları Koruma Kanunundaki düzenlemeye açıkça aykırıdır. Bu noktada canlılar arasında ayrım yapılmakta ve sahipsiz hayvanlar canlı sayılmamaktadır. Bu durum açıkça eşitlik ilkesinin ihlalidir.
Katledilen 13 köpek tüm Batıkent sakinlerine ait olup, sahipsiz sayılmaları mümkün değildir.Söz konusu sokak canlılarının saatlerce acı çekerek aldıkları zehirle midelerinin parçalanması ile iç kanamadan öldüğü dikkate alındığında şüphelilerin cezasız kalması kamu vicdanını derinden etkileyecektir.
İnsanın var oluş amacı kendisini geliştirmektir. İnsanın var oluş amacı toplumsal hayatta karşılaştığı olay ve olgular karşısında göstermiş olduğu tutum ve davranışlarının toplumsal düzen ve normlara uygun bir şekilde hareket etmesi ile mümkündür. Bu sebeple şüphelilerin kamu düzenine aykırı ve infial yaratacak bu davranışları sebebi ile 5199 sayılı kanun dışına çıkılarak Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216. maddesi kapsamında da toplumu ayrıştırma, hayvan sevmeyen kişilere karşı kin ve öfke yaratma, hayvan sevgisi taşımayan kişiler bakımından ise suça teşvik etme suçunu işledikleri açıktır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve Mahkemelerinin sergileyecekleri tutum, bu noktada çok büyük önem taşımaktadır. Gerekli hassasiyeti göstererek bu ölümlerin artmasının önüne geçecek ve kamu vicdanını rahatlatacak bir karar vermeleri gerekmektedir."