Kent Şurası 131. toplantısını, Şura Başkanı Erol
Öztürk Hacıeyüpoğlu öncülüğünde Sakarya
Muhtarlar Federasyonu Başkanı Erdal ERDEM'in
katılımı ile gerçekleştirdi. Toplantıda gündem
değerlendirmesinin yanı sıra üyelerin Sakarya için
istekleri ve önerileri dile getirildi.
Sakarya Kent şurası Eylül ayı toplantısını yaptı
toplantıda bir konuşma yapan Kent şurası başkanı
Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu şehrimizde ülkemizde
neler oluyor?
Su fiyatları %20 düşürüldü
Atık su Bedeli arttırıldı
Pekşenler kavşağındaki üst geçit tamamlandı ve
Karapürçek güzergahındaki sanat yapılarının yani
köprülerini yeniden yapımına devam ediliyor
Akyazı'ya 3 kilometre asfalt yapıldı ve bazı yollarını
ıslah edildiği söylendi
Sakaryaspor'un başkanı ve yönetimi değişti ve
ardından bir daha değişti
Bungalov'daki ölümler devam ediyor
Karadeniz Karasu'da yaz boyunca denize girmek
yasaklandı
Cengiz Topel Havaalanı Trabzon seferleri başlatıldı
Sakarya'da bulunan Basın İlan Kurumu bir kapatıldı
Ahmet Yesevi Caddesi altyapı çalışmaları yapılıyor
alternatif güzergahı olacağı söylendi
Hafif raylı sistem ile ilgili ise projenin 12 kilometre
uzunluğuna sahip olacağı 15 farklı istasyonu
kapsayacağı ifade eden Alemdar projemiz yeni
Sakarya Atatürk Stadyumu istasyonundan
başlayarak Yeni camiye oradan 15 Temmuz
demokrasi Meydanı Sonrasında da Kudüs
Caddesi'ne takip ederek orta garaja ulaşmış olacak
sonrasında ise çare Caddesi istikametine dönüp
Çark Caddesi boyunca sapak Camii'ne İkinci Cadde
üzerinden tur atan kavşağına oradan medeniyet
Bulvarı ve Bulvarı sonundan üniversiteye
yerleşkesine ulaşacak Ayrıca projeye dair bir depo
inşa edilecek Sakarya yamasına ulaşımında Milat
olacak ilk Etap raylı sistem hastanenin proje
çalışmaları ihalelerin ardından başlıyor hayırlı olsun
Merkez Bankası kur korumalı mevduat kaldırıldı
bundan sonra tasarruflar nereye gidecek altın
yükselmeye devam ediyor
Halkımızın tasarrufu için neyi seçecek altına mı
dolara mı yönelecek belirsizliği devam ediyor
Konkordato ilan ve başvuruları başladı kobiler zor
durumda Konkordato borçlunun borcunu
ödeyememesi olayıdır borçlular borçlarını
ödeyemeyip tekrar ticari hayatını idame ettirmeye
devam etmek için bunu yapmaya mecburdurlar
konkorta da masasına başvuranların durumunu
incelenmesi ve borçlarını ödeyebilecek duruma
getirilmesi halidir enflasyon muhasebesi
hükümetimizin tarafından getirildi Bu işten bir
bilanço düzenlemesi işidir haksız bir muamele
olduğunu düşünüyoruz ortada gerçek bir zarar
yoktur Bu işlemlerde vergi alınmamalıdır yalnız
50000 TL'ye kadar cirosu olanlar muaf tutuldu
muafiyet maalesef Mali Müşavirler ve meslek
kuruluşları Sınıfta Kaldı
Ayrıca vergilerin kabul edilmeyen giderlere atılması
atılmaması gerekirken bunu da haksız yere yapmış
oldular 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlandı
Bir Eylül'de de yıl açılışı yapıldı
Teğmenler mezun oldu üç kız teğmenimiz Hava kara
Deniz Sınıflarını birincilikle bitirdiler Mustafa
Kemal'in askerleri izlediler Ne mutlu Türküm diyene
dediler varlığın Türk varlığını armağan olsun dediler
Tabii ki tatbikate Uğradılar
Parlamentomuz anayasa çalışmalarını yapıyor
Büyükşehir Belediye Başkanı açıklamasında bakan
kurum ile görüştüğünü söyledi çok amaçlı da kongre
Merkezi'nin yapılacağını ilan etti her Türk vatandaşı
TRT'ye bay ödemektedir Sakarya'ya da Marmara
bölgesinde TRT'nin bir Merkezi olmasını istiyoruz
Iraklı vatandaşlara 15 yaş altı ve 50 yaş üstü kişilere
vize muafiyeti getirirdi ülkede yaklaşık 10 milyon ne
yakın görüşme Kaçak için değişik ülkelerden gelen
insanlar bulunmaktadır
Ayrıca iki ile dört milyona bıraktığında katılacağı
hükümetimizi telefonla onu öğrenmiştir hüküm bizim
demokratik yapısını tamamen değiştirdik olacaktır
Bu yüzden yabancı insanların ülkemize girmesi ve
buralarda İslam edilmesi istemiyoruz kültürümüzü ay
ziyaretimiz kimliğini değiştirecektir Hüda yapar genel
başkanı Zekeriya Yapıcıoğlunun dediği ama anlattığı
gibi söylüyorum anayasanın 4 maddesi kalksın diye
Aptalca bir söylem yaptı kendisini huzurlarınıza
kınıyorum Anayasanın ilk 4 maddesi şu şekildedir
Türkiye Cumhuriyeti Türkiye devleti ve cumhuriyettir
Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik sosyal bir
hukuk devletidir
Türkiye'nin dili türkçedir bayrağı Beyaz ay yıldızlı bir
albayraktır milli marşı istiklal marşı'dır başkenti
Ankara'dır
Anayasanın 1 2 3 maddelerindeki hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi de teklif dahi
edilemez
Evet Atatürk Büstünün değiştirilmesi
Sakarya valisinin değişti Yaşar Karadeniz gitti yeni
vali Rahmi Doğan geldi"dedi
Kokarcaya karşı bu mücadele uygulanmalı
Mehmet ÇATALBAŞ-Karasu'da da kendini gösteren kahverengi kokarcayla
mücadeleye yönelik üreticiyi uyardı. Komisyon olarak konuyu çok kez
görüştüklerini belirten Çatalbaş, "Kahverengi kokarca, seneye ilçemizde büyük
tahribatlar oluşturabilir. Önlemi şimdiden alınmalı" diyerek mücadele yöntemlerini
sıraladı.,
Kahverengi kokarcanın Karasu'da da sıkça görülmeye başlandığına dikkat çeken
SATSO 17.Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve Tarım Komisyonu Üyesi Mehmet
Çatalbaş, kokarcayla mücadele yöntemlerini dile getirdi ve üreticiyi dikkatli
olmaları konusunda uyardı.
DURUM CİDDİ!
"Kahverengi kokarcayla mücadele şakaya gelmez, sakın göz ardı etmeyin" diyen
Çatalbaş, "SATSO tarım komisyonunda bu konuda birden fazla karar aldık. Her
zaman dediğimiz gibi kokarcayla mücadelede bireysel çaba yetmez. Kamu desteği
şart. Bu hayvan soğuk iklime çıkamıyor. Karadeniz'de de 300 rakıma kadar
zararları görüldü. Karasu da yaşaması için uygun bir ortam, dikkatli olunmalı" diye
konuştu.
KİMYASALDAN ÖTE BİYOLOJİK MÜCADELE
Mehmet Çatalbaş, sözlerini "Kahverengi kokarca ile mücadelede kimyasalın yanı
sıra biyolojik böcek de kullanılmalı. Samuray arısı, kokarca larvaları ile
beslendiğinden bir numaralı düşmanıdır. Doğu Karadeniz'de kullanıldı, fakat yeterli
kadar olmadığı için tam verim alınamadı. Kimyasal ilaç, diğer arılara da zarar
veriyor. Fakat kimyasal ilaçla mücadele için en uygun zaman içerisindeyiz" diyerek
sürdürdü.
MÜCADELE YÖNTEMİ
Çatalbaş, "Kasım ile Mart ayları arası kahverengi kokarca kışlıklarda barınır. Nisan
ve Ekim döneminde ise arazide aktif görülür. Kasım ile Şubat arasında arılar
doğada yok. Kimyasal ilaç bu dönemde kullanılabilir. Kokarca için el yapımı
tuzaklar hazırlanabilir, meyve ağaçları ile evlere yakın yerlere konulmalıdır. Kasım
ile Mart ayları arasında tuzak yerleştirmeye devam edilmeli. Tarım
müdürlüklerinden eğitim takvimini öğrenip katılım sağlanmalıdır" diyerek mücadele
yöntemlerini dile getirdi.
Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma
imkanlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek
seviyeye çıkarmalıyız
Haluk AKBAY-Fındık, Türkiye ekonomisi ve ihracatı açısından stratejik bir öneme
sahiptir. Şöyle ki; Türkiye'de 33 ilde yaklaşık 502 bin çiftçi 7 milyon dönüm alanda
fındık tarımı yapmaktadır. Bu 33 ilin ticaretinde fındık başrol oynamaktadır.
Başka deyişle 3-4 milyon kişi geçimini fındıktan karşılamaktadır. Fındık, ülkeye
ihracat yoluyla en fazla döviz geliri sağlayan tarım ürünüdür. Türkiye 2-5, 3 milyar
dolar ihracat geliri elde etmektedir
Türkiye açısından bu kadar önemli iken fındık üreticinin AKP iktidarında yüzü
gülmemiştir. Fındık piyasaları başıboş bırakılarak üreticiyi özel sektörün insafına
terk edilmiştir.
Fındık fiyatı belirlenirken üretim miktarı, iklim koşulları, döviz kuru, ihracat talebi
birçok etken bu fiyatların belirlenmesinde rol oynamaktadır. %50 randımanlı
kabuklu fındığın taban fiyatı 130 TL olarak açıklanarak mazot ve gübre desteği ile
birlikte 133 TL/kg olacağı belirtildi
Ancak Türkiye'deki İtalyan Ferrero, Cüneyt Zaps'nun sahibi olduğu Balsu Gıda ve
Singapur sermayeli Olam, fındık piyasadaki fiyatın gelişmesini kontrol ediyorlar. Şu
anda piyasa fiyatı 105 TL/kg'dır.
2023 yılında, Ferrero 378 milyon dolar ihracat, Cüneyd Zapsu 177 milyon,
Singapur sermayeli Olam gıda 161 milyon dolar ihracat yaptılar
Ülkemizde başta Ordu, Samsun ve Giresun olmak üzere Sakarya, Artvin, Trabzon,
Sinop, Kastamonu, Bolu, Düzce, Rize, Zonguldak ve Kocaeli'nde fındık üretimi
yapılmaktadır.
Türkiye, fındıkta dünya ihtiyacı olan 700 bin tonun 600 bin tonun üretmektedir.
Üretimin %75 ne sahip olmamıza rağmen Fındık borsası fındık üretimi olmayan
Almanya'dadır. Yerli üreticiler de burada tespit edilen fiyatlardan satmak zorunda
kalmaktadır
Fındığımıza neden sahip çıkmıyoruz? Türkiye Cumhuriyetin kuruluş yıllarında
1923 te yapılan iktisat kongresinde hammaddesi olan her ürünün fabrikası
kurulmuştur. Pamuk için Sümerbank mensucat fabrikası, Şeker pancarı için Şeker
fabrikaları, Tütün için tütün reji idaresi kurulmuştur.
Fındık ile ilgili Kanun güncel anlayışa kavuşmalı, FİSKOBİRLİK eski görkemli
günlerine kavuşturulmalıdır. Piyasadaki varlığı güçlendirilmelidir.
Gıda egemenliği gelecekte dünyanın en önemli unsuru olacaktır. Bunun için
üreticiler korunmalı fındık bahçelerinin bakımı, yenilenmesi mutlak sağlanmalıdır.
Fındığın AR-GE'si olmalıdır. Fındıkta katma değeri yüksek ürün elde etmeyi
düşünmeliyiz.
Çikolata ve fındık içeren gıda ürünleri üreten ve işleyen sanayicilere, kooperatiflere
özel destekler verilmelidir. Fındık üreticileri kendi aralarında örgütlü olmaları teşvik
edilmelidir.
Fındık ihtisas borsası mutlaka kurulmalıdır. Sağlıklı bir hukuk yapısı olmalı, alan
bazlı destekler, üreticiye verilmelidir. Üretici bilinçlendirilmelidir.
Fındık tüketimini yaygınlaştıralım. Tüketim artmalıdır. Fındık besin değeri olarak
protein değeri yüksektir. Fındık unu, çikolatalı ürünlerin temel unsurudur. Fındık
ezmesi, nuga ve nutkrem yüksek besin değerine sahiptir.
Fındık rafine edilip yemeklik yağ olarak, temizleyici, nemlendirici ve dağıtıcı olarak
kimyasal tepkimelerde katalizör olarak, ilaç ve kozmetik endüstride yardımcı
hammadde olarak, gres yağı üretiminde de kullanılmaktadır.
Ayrıca yağ çıkarılması ile arta kalan küspe, yüksek oranda protein içermekte olup
hayvan yemi olarak yem sanayiinde kullanılmaktadır.
Fındık kabuğu, fındık üretilen yerlerde değerli ve yüksek kalorili yakacak olarak
kullanılır. Fındığın kabuğundan kontralit yapılır, boya sanayinde kullanılır.
Kömürleştirme yolu ile biriket kömürü, aktif kömür ve sınai kömür elde edilir. Fındık
yaprağı ve meyve zurufları, tabi gübre olarak yeniden fındık bahçesine ve tarım
alanlarında kullanılır.
Türkiye'nin önemli stratejik ürünü olan fındığın bugününe ve geleceğine sahip
çıkmalıyız. Fındık üreticisinin gelirinin artırılması için önlemler alınmalıdır. Genç
üreticileri bahçeye ulaştırma için insan gücümü minimize edecek tarım teknolojileri
araştırılmalıdır. Kırsalda yaşlanma, şehirleşme, farklı iş alanlarına geçme ve
kentlere göç, fındık üretim bölgelerindeki demografik yapının değişmesine yol
açmıştır. Bunun tersine döndürecek projeler uygulanmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk diyor ki""Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma
imkanlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız."
Sabahattin Bayhan-Türkiye kendi öz değerlerine söz sahibi değildir malesef...
Emperyalizm her tarafımızda söz sahibi. İstedikleri gibi fiyat veriyorlar.
Cemalettin Kılnaz- Raylı sistemin başlamasıyla en az 5 yıl sıkıntı
çekilecek.Proje üzerinde yapılacak iyileştirmelerle dıkıntıları en aza indirebiliriz.
"Köylere tüzel kişilikleri geri verilmelidir"
Ekrem Çoruhlu-Ülkemizde Binlerce Köyde uygulanan Komşumuz Kocaeli'de dahi
yaklaşık 300 köyde uygulanan Kırsal Mahalleyi hep beraber Sakarya'da da
sağlayalım.
Bakın o zaman Kırsal Mahalle nasıl oluyor?
Lakin;Muhtarlar Dernekleri ve Muhtarlar bu konuda söz söyleme yeri değil icraat
makamlarıdır kırsal mahalle kanunu çıkalı üç buçuk yıl oldu
Sakarya'da bir tane köy kırsal mahalle olmadı
Komşumuz Kocaeli Köylerini Kırsal mahalle yaparken Kaynarcaya komşu
Kandıra'da bile 70 köy kırsal mahalle olurken Sakarya'nın Kandra' ya komşu
Kanynarca İlçesinde tek bir köyün Kırsal mahalle olmaması anlaşılır bir şey
değildir,
Bunun en büyük müsebbipleri ilçe belediyeleri olmakla birlikte çiftçinin Köylünün
hakkını aramayan Muhtar Dernekleri Muhtarlar ve Ziraat odaları da sorumludur
Buraları temsil edenlerin sorumlulukları halka olmalıdır siyasetin kölesi Belediye
başkanlarının şakşakçıları olmamalıdırlar.
Tabii ki birkaç istisnası vardır.
Muhtarlar verdikleri dilekçeleri bile göstermelik yaparak arkasında durmamışlardır.
Buna istisna tek bir Köy Akyazı Buğdaylı köyü 'dür bu konuda bölge idare
mahkemesinde dava açarak yürütmenin durdurulmasını talep etmiş ve mahkemeyi
oy birliğiyle kazanmıştır.
Yani adalet Belediyelerin uygulamalarını hatalı bulmuştur.
Bu konuda Akyazı Belediyesinin kendi görüşünde ısrar mı edeceği veya Çiftçinin
Köylünün yanında durarak kendine bağlı talepleri olan tüm köyleri de buğdaylı
Köyünün yanına ekleyerek Sakarya Büyükşehir'e sunup sunmayacağı merakla
beklenmektedir.
Bu konuda Belediyeden halen görevli bir arkadaşa bu konu sorulmuş onun verdiği
cevap üst mahkemelere gidileceği yönündeymiş yani açıkça görülüyor ki Türk
Köylüsü Türk Çiftçisi hala sahipsiz bırakılmıştır.
Belediye neyin üst mahkemesine gidiyormuş hala anlayamamışlar,
Mahkemeye konu iddialardan biri Müracaat eden köyün talepleri İlçe
Belediyelerince olumlu veya olumsuz görüşle Büyükşehir Meclisine sunulu.
Büyükşehir kabule redde hatta ilçeden gelen listeyi arttırmaya bile yetkili.
"Akyazı belediyesi sen Akyazı'daki talepleri sundun mu da kimsenin haberi yok
neyin üst mahkemesine gidiyorsun güldürtmeyin milleti yargıyı da fazla meşgul
edip Belediyenin paralarını da ödemeyin size tavsiyem toplayın Tüm Muhtarları
beraber istişare edin Kırsal Mahalle olmak isteyen kim varsa olumlu görüşünüzle
Büyükşehir meclisine sunun"
Yeri gelmişken söyleyeyim yeni seçilen
Belediye Başkanları var onlarla Köyüme Dokunma Platformu olarak
görüştüklerimizin bize söyledikleri "Bizden kim talep ederse biz orayı Kırsal
Mahalle yapacağız taleplerini Büyükşehir'e sunacağız"diyorlar.
Sakarya da yaşanan bu utanç tablosunu sonlandırmak üzere Mecdi Cengiz
Başkanlığında kurulan Köyüme Dokunma Platformu (ben de buranın bir üyesiyim)
iki yıla yakın yoğun bir çalışma başlattık Belediyeler Siyasi Partiler Muhtar
Dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarından bu konuda destek olmaları istenmiştir.
Söz verdikleri halde (Büyükşehir B.B. Ekrem Yüce) hiç bir adım atmamışlardı.
Bazı Belediye Başkanları da bu kanuna karşı olduklarını hizmeti biz vereceksek
biz bu kanunu uygulamayız gibi düşünerek adeta çiftçiyi cezalandırmak
düşüncesinde idiler onların hesabı daha çok para toplamak tarım bitmiş
hayvancılık bitmiş toprak doğa yok olmuş umurlarında değil
Köylünün on dönüm arazisini merasını nasıl satayım on kilometre asfaltı "nasıl
yapayım?" bunu da icraattan sayıyorlar.
"Bu düzen böyle sürsün" diye
Muhtarlara aba altından sopa göstererek "hizmet etmeyiz" diyorlar.
Hatta" İmar Çalışması yapmayız doğalgaz vermeyiz"gibi abuk sabuk uygulamada
ve Kanunda yeri olmayan adeta aleyhte propagandalarla hem muhtarları hem
halkı yanlış bilgilendirerek caydırmak istiyorlar.
Yok öle yağma
Kanun açık Kırsal Mahalleyi vereceksin Hizmeti de yapacaksın
Kanun koyucu (TBMM) sana öyle bir keyfiyet vermemiş hazine sana o köylere
hizmet etmen için zaten para veriyor sen ne yapıyorsun zaten bu paraları ekseriya
ilçe merkezlerine harcıyorsun.
Dünyada Büyük bir gıda krizi kapıdayken bizim hala Tarımın Hayvancılığın
gelişmesi kalkınması mücadelesini vermemiz bize madden külfet yüklese de biz
7254 Sayılı Kanun Sakarya Köylerin de de uygulanana kadar bunun mücadelesini
vereceğiz.
Erdal ERDEM-Ben üzerime düşeni yaptım.Kırsal mahalle kavramını detaylı bir
şekilde anlatan Erdem, köy tüzel kişiliğine dönmenin öneminden ve üreticinin
desteklenmesi ile ilgili bir çok konuya dikkat çekti.
Kırsal mahalle kavramını anlatarak başladı. 2012 yılında yürürlülüğe giren 2014
yılında uygulanmaya geçilen kanundan bahseden Erdem "ORKÖY kapsamında
olan mahalleler 2014 yılında 30 büyükşehirin tamamında mahalle statüsüne döndü
ve hakları 2019 yılına kadar uzatıldı. 2019'da 2020'ye, 2020'de tekrar 2022'ye
uzatıldı. Şu an en son haliyle 3 yıl uzatılarak 31.12.2025 tarihine kadar bu vergi
muafiyetleri, harç indirimleri, su indirimleri uygulanmaya devam ediliyor" dedi.
Kırsal mahalle kavramını kabul etmeyen illerden birisi de Sakarya
Cumhurbaşkanının 2019 yılında külliyede yaptığı tarım şurasında amacın köy
tüzel kişiliğine geri dönmek olduğunu söyleyen Başkan Erdem, "Orada alınan
söylemler, tutanaklar bu şekilde olduğunu katılan arkadaşlar ifade etti. Sonra 16
Ekim 2020'de 7254 sayılı kanun çıktı. Dolayısıyla buna da kırsal mahalle dediler.
Kırsal mahalle, 30 büyükşehirde kabul edilmeyen illerden birisi de Sakarya.
İstanbul'da da kabul edilmeyen yerler olduğunu biliyoruz. En yakından örnek
verirsek, Kocaeli'de 241 tane il bazında ORKÖY'den mahalleye dönüşen yerler
kırsal mahalle için başvuru yapıyor ve bunlar da kabul ediliyor" ifadelerini kullandı.
Köy tüzel kişiliğine geri dönülmeli
Sakarya'da bununla ilgili yıllardır yürüttükleri bir çalışma olduğundan bahseden
Erdem, "2020'de öğrendikten sonra, uygulama yönetmeliği çıkmamıştı. Başkan
yardımcımız Bayram kardeşimiz ve yönetim kurulundaki diğer arkadaşlarımızla
Çevre Bakanlığına gittik ve bunun uygulanmasını talep ettik. Fakat uygulama
yönetmeliği kanunu maddeler haline getirmiş o şekilde önümüze sunmuş. Yani
metinler gitmiş maddeler gelmiş fakat işin özü aynı, asıl olması gereken köy tüzel
kişiliğinin geriye dönmesi.
Kırsal mahalle kabul edilen gereken yerlerde vergi muafiyetleri devam ediyor.
Belediye gelirler kanununa göre imar harcı, ruhsat harçları alınmıyor. Su parasının
4'te 1'i alınıyor" dedi.
İrfan ÖZCAN-Sanayiciye ihtiyacımız var. Araştırma ve Geliştirmeye önem
vermemiz şart.
Hüseyin METE-Sakaryasporun şirketleşmesini sağlayanlardan
biriyim.Sakaryaspor Başkanı tokatlandı" Bu büyük camia bunu hak ediyor mu! Bu
taraftar bunu hak ediyor mu! Bu şehir bunu hak ediyor mu! Markamız Sakaryaspor
bunu hak ediyor mu! Kesinlikle biz bunu hak etmiyoruz.
Celalettin TANTA"Sapanca ilçesinin Çok sorunu var Beş vakit namaz nasıl
şartsa Kırkpınar Kocaeli yol bağlantısının çift şeriy yapılması o kadar şart
dedi