Rusya, Suriye'deki son teknoloji hava savunma sistemlerini yenileriyle takviye ederek ABD'ye karşı askeri üstünlüğünü artırıyor.

Rusya, Suriye'deki son teknoloji hava savunma sistemlerini yenileriyle takviye ederek ABD'ye karşı askeri üstünlüğünü artırıyor. Uzmanlar, Moskova yönetiminin Washington'ı rejime karşı askeri seçeneklere başvurmaktan tamamen caydırmak istediği görüşünü dile getiriyor. Rusya, Suriye'de Beşşar Esed rejimini desteklemek için 2015'in ekim ayından bu yana bölgeye askeri yığınak yapıyor. Aralık 2015'te Suriye'nin Doğu Akdeniz'e kıyı kenti Lazkiye'ye S-400 hava savunma sistemlerini konuşlandıran Rusya, hava unsurlarına karşı caydırıcılık sağlamasına rağmen bölgeye yeni silahlar getirmeye devam ediyor. Rusya, önceki gün de Suriye'ye S-300 hava savunma sistemlerini sevk etti. Onlarca savaş uçağı için Lazkiye'deki Hımeymim Havaüssü'nü kullanan Rusya'nın hava savunma sistemlerini takviye ettiği bir dönemde ABD ile ilişkilerinde de tansiyon yükseliyor. Rusya'yı yanına alarak rejim ve muhalifler arasında ateşkese öncülük eden ABD, başarısız olması üzerine Rusya ile Suriye özelindeki askeri ilişkilerini askıya aldı. Söz konusu gelişmenin ardından uluslararası çevrelerde ABD'nin rejime karşı askeri müdahaleye hazırlandığı söylentileri hız kazandı. Suriye'de karşı karşıya gelirler mi? Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Rusya ve ABD'nin Suriye'de karşı karşıya gelip gelemeyeceğine dair bir soru karşısında tarafların bu gibi olayların önlenmesi için daha önce bir anlaşma yaptıklarını hatırlattı. ABD, Suriye konusunda Rusya'yla ikili ilişkileri durdurdu. Zaharova Rusya ve ABD'nin Suriye'de askeri anlamda doğrudan karşı karşıya gelme ihtimaline dair bir soru karşısında, 'Bu sorunun pek çok bileşeni var. Ama buna verilecek cevap Amerikalılarla aramızda çarpışmaları önleyecek bir anlaşma olduğudur'  dedi. Rusya ve ABD, tarafların uçaklarının Suriye'de karşı karşıya gelmesini önlemek için geçen yıl bir anlaşma imzalamıştı. Haber Merkezi

ABD yine sırtımızdan vurdu

Irakla tansiyon yükselirken ABD'den gelen açıklama Ankara'yı şoke etti. Irak'taki 'uluslararası koalisyon gücü' sözcüsü Yarbay John Dorrian 'Irak topraklarında bulunan Türk ordusu Irak hükümeti tarafından ve resmi izinle gelmemiştir ve illegaldir." dedi.

  Irakla Türkiye arasında asker gerilimi tırmanıyor. Bağdat yönetiminin Başiga'daki Türk askerinin görev süresinin uzatılmasına tehditlerle dolu bir tepki verdi. ABD yine arkadan vurdu! Kriz büyükelçilerin karşılıklı olarak dışişlerine çağrılmasıyla daha da tırmandı. Türkiye ırak'ın ankara büyükelçisi İbrahim el Alevi'yi Irak'da türkiye'nin bağdar büyükelçisi Faruk Kaymakcı'yı dışişlerine çağırarak uyardı. "Irak'taki Türk askeri varlığı izinsizdir ve illegaldir" Krizde ABD ise de Irak'tan yana tavır koyarak Ankara'yı hayal kırıklığına uğrattı. Irak'taki 'Uluslararası Koalisyon Gücü' sözcüsü Yarbay John Dorrian 'Irak topraklarında bulunan Türk Ordusu Irak hükümeti tarafından ve resmi izinle gelmemiştir ve illegaldir. Bilindiği üzere Uluslararası Koalisyon gücü içinde, bazı ülkeler Irak hükümetinin izniyle burada bulunmaktadır. Bu güçler IŞİD ile mücadelede Irak Ordusu'na havadan ve karadan destek vermektedir.' dedi. ABD Türkiye'yi Suriye'den sonra Irak'ta da  adeta ters köşe yaparken hükümetten Irak'ın açıklamalarına tepki geldi. İstanbul'da yeşilay danışmanlık merkezi açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş şunları söyledi. "Türkiye, Irak merkezi hükümetiyle terör örgütlerinin Irak'tan temizlenmesi için her türlü iş birliği yapmaya hazırdır. Başika meselesinde biliyorsunuz başından itibaren Kuzey Irak'taki yerel yönetimin, Barzani yönetiminin de Türkiye'deki Türk birliklerinden özellikle yerel güçlerin Musul'u kurtarmak için eğitilmesi konusunda destek istediği, yardım istediği de açıktır, dolayısıyla bu konu herhangi bir tartışma konusu değildir. Türkiye, Başika'nın tartışma konusu yapılmasına müsaade etmeyecektir." Bu kritik gündemde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Bürüksel'de düzenlenen afganistan konferansına katıldı. Konferansta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile ayaküstü bir görüşme gerçekleştiren Çavuşoğlu Suriye'yi konuştuk dedi. Haber Merkezi

ABD-Suudi Arabistan nikâhı bozuluyor

Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mithat Baydur, ABD'de Suudi Arabistan'ı hedef yeni yasa tasarısı için, "Her bir yakınını kaybeden 1-2 milyon dolar istese, 8-10 trilyon dolarlık bir dava süreci gözüküyor. ABD ısrarla harekete geçti. Suudi Arabistan'a finansal açıdan önemli bir darbe vuracak" dedi.

Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırılarından dolayı dava açılmasına imkân tanıyan tasarı ABDSenatosu'nun ardından Temsilciler Meclisi'nde de 3'te 2 çoğunlukla kabul edilerek yasalaştı.Üsküdar Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mithat Baydur, yeni yasa nedeniyle sadece Suudi Arabistan'ın değil, ABD'de yatırım yapmayı planlayan tüm ülkelerin daha temkinli olacağını belirterek orta-uzun vadede ABD'nin bundan çok etkileneceğini söyledi. ABD-Suudi Arabistan nikâhı bozuluyor Yeni yasa ile ABD'nin Suudi Arabistan'ı bu saldırılar çerçevesinde suçlu bulduğu ve bunu tazmin ettirmeye kararlı olduğunun anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Mithat Baydur, 'Eşini Pentagon saldırılarında kaybeden Stephanie Desimone isimli kadın Suudi Arabistan'dan tazminat istiyor. Kuşkusuz bu yeni dinamik ABD-Suudi Arabistan ilişkilerini de fazlasıyla etkileyecektir' diye konuştu. Söz konusu olan 8-10 trilyon dolar Baydur, yeni yasayla beraber ortaya çıkan tabloyu da analiz ederek şu değerlendirmelerde bulundu: 'Her bir yakınını kaybeden 1-2 milyon dolar istese, 8-10 trilyon dolarlık bir dava süreci gözüküyor. ABD ısrarla harekete geçti. Suudi Arabistan'a finansal açıdan önemli bir darbe vuracak. ABD, Suudiler'in bu işte bir dahli olduğu konusu müphem olmasına rağmen Amerika finansal sistemi içindeki Suudi parasının dışarıya kaçma ihtimalini sıfırlamak istiyor. Suudi Arabistan'ın Suriye olayları çerçevesinde ABD ile birlikte hareket etmek yerine 34 İslam ülkesi ile birlikte bir 'İslam Ordusu' kurabilme projesinin ABD'den aldığı cevap olarak değerlendirilebilir. ABD'nin İran ile yakınlaşması ve İran'ı uluslararası sisteme entegre etmek istemesi, ABD-Suudi ilişkilerini iyice gerginleştirdi. ABD'de bazı siyasal cenahların Suudi Arabistan'ı küresel terörün baş destekçisi ve finansörü olarak değerlendirmesi, Ortadoğu'da Rusya-Suudi Arabistan yakınlaştırmasını getirdiğinde bölgesel dengeler tümüyle değişecektir. ABD'nin 750 milyar dolarlık Suudi varlıklarına el koyması ileride ABD'ye yatırım yapacak tüm ülkelerin temkinli olmasını getirecek ve orta-uzun vadede ABD bundan çok etkilenecek.'

ABD, Irak'ta nükleer silah kullanmış

ABD ordusunun, 2003 yılında Irak'ı işgali sırasında düzenlediği hava saldırılarında sivil hedeflere karşı seyreltilmiş uranyum (DU) silahları kullandığını ortaya koyan belgeler bulundu.

Merkezi Kenya'nın başkenti Nairobi'de bulunan Bütünleşmiş Bölgesel Bilgi Ağı (IRIN), Irak'ın işgaliyle ilgili George Washington Üniversitesi'ne 2013'te verilen ancak bugüne kadar kamuoyu ile paylaşılmayan bilgilerin bulunduğu raporlara ulaştı. Raporlarda, Irak'ta 2003'te ABD'nin A-10 tarzı jetler kullanarak yaptığı hava saldırılarında bin 116 kez otomobil, kamyon ve askeri pozisyonlar gibi 'yumuşak hedef' olarak tarif edilen noktalara DU silahları kullandığı bildirildi. Bu silahların, yüzde 16,5 binalar, yüzde 35,6 yumuşak hedefler, yüzde 4.2 askerler, yüzde 10.4 toplar ve yüzde 33.2 tanklar hedef alınarak kullanıldığı ifade edildi. ABD Hava Kuvvetleri'nin 1975'teki yasal önerisinde, DU silahlarının sadece tank ve zırhlı araçlar gibi imhası zor hedeflere karşı kullanılabileceği vurgulanan belgelerde, ABD ordusunun sivillerin ve askerlerin bu silahlarla hedef alınmasını engellemek için sunulan uluslararası yasaları büyük ölçüde ihlal ettiği savunuldu. Silahlarının, Irak halkının sağlığını etkilediği, özellikle kanser ve doğumdan kaynaklı özürlere neden olabildiği aktarılan belgelerde, yaşanan sosyal ve siyasal kargaşalardan dolayı konuya ilişkin henüz bir araştırma yapılmadığı kaydedildi.  Raporlarda ayrıca, ABD Çevre Koruma Ajansı referans verilerek, seyreltilmiş uranyumun orijinaline göre daha az radyoaktif etkisi olduğu ancak zehirli kimyasallar içerdiğinden insan vücuduyla teması durumunda sağlık sorunlarına yol açabildiğine işaret edildi. George Washington Üniversitesi'nin ABD'de Bilgiye Erişim Yasası sayesinde ABD ordusundan Irak'ta yaptığı hava saldırılarının detaylarına ulaştığı ve bu bilgilerin üniversitenin Ulusal Güvenlik Arşivi'nde yer almadığı açıklandı. IRIN'nin ise belgelere, Hollanda merkezli sivil toplum kuruluşu PAX ve Uranyum Silahlarının Yasaklanması Koalisyonu (ICVUW) adlı bir kuruluşları dolayısıyla ulaştığı bilgisi paylaşıldı. DIŞ HABERLER