İftarda ve sahurda bol bol su içilmesinde fayda olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, 'Oruç tutmanın astım ve bronşitli hastalarına etkisi, uzun süren susuzluğa bağlı olarak balgamlarının koyulaşmasıdır. Oruç sırasında bütün gün susuz kalan astım ve bronşit hastaları bu koyu balgamı çıkartmakta zorlanır. Özellikle hava sıcaklıklarının çok yüksek seyrettiği bu yaz aylarında vücudun susuzluktan korunması çok önemlidir. Sigara hem astım, hem de bronşiti tetikliyor. Oruç tutarken gündüz sigara içilmemesi bir artı faktör olmakla beraber iftardan sonra da sigaranın bırakılması çok önemlidir. Yine bazı hastalar Ramazan ayını fırsat bilerek sigarayı bırakabilirler. Sigaranın bronş üzerindeki daralmayı tetikleyici etkisi eğer kişide reflü de varsa daha şiddetli bir hal alır. İftardan sonra fazla miktarda tüketilecek sigara bronşlarda ani bir daralmaya ve nefes darlığına, tansiyon yükselmesine hatta kalp krizine dahi yol açabilir' diye konuştu.
Gürkan, 'KOAH'lı ve astımlı hastalar tek doz kullandıkları ilacın saatini iftardan sonra, iki doz kullandıkları ilacı oruçlarını açar açmaz ve sahur yemeğinde içmeli. Bunların haricinde polenlerin ve nem oranının yüksek olduğu zamanlarda araba ve ev pencereleri kapatılarak klima tercih edilmeli, ancak klimalar düzenli olarak temizlenmeli. Kıyafetler açık renkli ve bol olmalı. Aşırı hareketten kaçınılmalı ve ılık suyla duş alınmalı. Mümkünse öğlen uykusuna yatılmalı. Gün içinde sık sık el bilekleri, alın ve ense suyla serinletilmeli' dedi.
İHA

eterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahuru atlamamak gerektiğinin altını çizen Dyt. Berna Ertuğ, sahura kalkılmamasının ya da sadece su içip yatılmasının zararlı olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi. Berna Ertuğ, "Uzun saatler süren açlık durumu metabolizmayı olumsuz etkileyebileceği için, vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerin alınması önemlidir. Yeterli miktarda alınan vitamin ve mineraller, halsizlik ve yorgunluğu önleyerek, kişiyi gün boyu zinde tutmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir" dedi.
İftarda ve sahur bitimine kadar B ve C vitamini içeren gıdalar, folik asit, demir, magnezyum, potasyum, selenyum, çinko açısından zengin olan süt ve et ürünleri, turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve meyve çeşitlerinden tüketmek gerektiği bilgisini de paylaşan Dyt. Berna Ertuğ, iftar sofralarında özellikle hurmadan vazgeçilmemesi gerektiğini, lifli bir meyve olan hurmanın bol miktarda A ve C vitamini, folik asit, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir ve çinko içerdiği için halsizlik ve yorgunluğun giderilmesinde ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesinde yardımcı olduğunu kaydetti.