Gazetecilik, zamanı, mekanı, mesaisi olmayan, onu icra edinen kişinin kimi zaman en ağır şartlar içinde olduğu ve hatta kendini dahi unuttuğu, dünyanın en zor mesleklerinden biridir; hele ki, baskının ve korkunun egemen kılınmaya çalışıldığı bizim gibi ülkelerde çok daha zor.
İşte bu sebeple 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, artık kutlama mesajlarının yayınlandığı gün olmaktan çıkmış, basın emekçilerimizin her geçen gün artan sorunlarının gölgesinde bırakılmıştır.
Ekmeğini gerçeklere,mesleğini doğrulara adamış,partizanlığın değil özgürlüğün kalemi olmak,fikri ve düşüncelerini yazmak için çırpınan her gazeteci bugün iktidarın hedefi haline gelmiştir. Nitekim, kalemlerini satmayarak halkı doğru gerçeklerle buluşturdukları için hapishanelere konan, tartaklanan, tehdit edilen gazetecilerin varlığı sebebiyle, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında alt sıralarda bulunan ülkemizde, demokrasinin varlığının en önemli unsurlarından biri olan özgür basın için yılmadan mücadele etmek hepimizin görevidir. Zira; gazetecinin özgür olması demek, toplumun özgür olması demektir.
Bu düşüncelerle, gerçekleri yazmayı ilke edinmiş tüm vefakar basın emekçilerimizin Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyor, özgür habercilik koşullarının sağlandığı ve özlük haklarının tesis edildiği yarınlar diliyorum.