15 Nisan Referandumu birçok tartışmayı da berberinde getirdi. AGİT'in rapora yazdığı, ABD ve AB'nin taarruz için pusuda beklediği 'mühürsüz oy pusulaları ile oy kullanıldığı' gerçeği Türkiye'nin başını ağrıtacağa benziyor.
Oysa Seçim Kanunu'nun 98.maddesi, mühürsüz zarflarda kullanılan oyların geçersiz sayılacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. Buna rağmen YSK'nın aksi yönde karar vererek bu oyları geçerli sayan karar imza atması üstelik yurt dışı oylarının sayımı sırasında meydan gelen benzer bir durumda ilçe seçim kurulunun mühürsüz oyları geçersiz sayan bir karar alması Türkiye'yi hayli zora soktu.
Aynı olayda iki farklı karar!
Bu konuyu raporlarına yazarak dünyaya duyuran AGİT heyetine karşı, sert tepki göstermemize rağmen, heyet üyeleri, dün YSK'ya giderek bilgi almaya çalışıyorlardı.
Yani kendi elimizle 'referandumu tartışmaya açan' bir karara imza attık.
Ama belli kesimler, hiç de sürpriz olamayacak bir şekilde, bu şaibeli durumun FETO'nun işi olduğunu iddia ediyorlar.
İktidar yanlısı gazetecilerden Fatih Tezcan mühürsüz zarflarla oy kullanımı kararının kripto FETÖ'cüler tarafından aldırıldığını iddia ederek YSK Başkanı Sadi Güven'i suçluyor. Tezcan, "seçimde hile var" eleştirilerine yönelik ise 'HAYIR'lar fazla çıksaydı EVET'çiler 'Mühürsüz Pusulalar Var' diye seçim iptali isteyecekti" ifadelerini kullanıyor.
Yani Tezcan'a göre seçimlerde her şey kumpas üzerine kurulmuş.
Bu teze göre yine bir 'aldatılma!' söz konusu.
Her taşın altında FETÖ'yü arayan bu paranoyayı kabul etmek yerine seçim kanunu adam gibi uygulansa idi daha doğru olmaz mı idi diye tartışmıyoruz nedense.
Eğer FETÖ, devlet içinde hala bu kadar etkinse kafanızı taşlara vurun arkadaş.
Diğer bir husus ise MHP'nin desteği ile referandumda giden AKP'den bu ittifak için gelen eleştirilerin dozunu artırmaya başlaması.
AKP'li Orhan Miroğlu, MHP ile yaptıkları ittifakın sahada bir karşılığı olmadığını, milliyetçilerin tercihleri ile ortaya çıkan sonucun hayal kırıklığı olduğunu söyledi.
Bu sözler MHP cephesini hayli kızdırdı. Milliyet yazarı Mehmet Tezkan'ın da benzer ifadeler kullanması üzerine Devlet Bahçeli "Sen nesin, bre ahlaksız bre kemiksiz! Kafalar almıyor sanırsın bidon" şeklindeki ağır tepkisini gördük ama dilin kemiği yok, benzer eleştiriler gelmeye devam ediyor.
AKP-MHP ittifakının referandum sonrasındaki sıcak yansımaları, kolay kolay biteceğe benzemiyor.
Muharrem BAYRAKTAR