ZOR GÜNLERDE MAZLUMLARIN YARDIMINA KOŞAN STK'LARIMIZIN
ÇALIŞMALARI ENGELLENMEMELİDİR
Bugün TBMM'de sivil toplum kuruluşlarımızın, vakıflarımızın ve derneklerimizin
çalışmalarını kısıtlayacak ''Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanın
önlenmesine dair kanun'' tasarısı görüşülmektedir. Son derece sakıncalı ve
STK'ların çalışmalarını içerde ve yurt dışında kısıtlayan bu kanun tasarısı derhal
geri çekilmelidir.
Milli Görüşçü kuruluşlar olarak STK'ların BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı
birtakım kararları iç hukukta doğrudan icrai hale getiren bu düzenlemelerin
hem yurt içinde hem de yurt dışında bütün mazlum coğrafyalarda milletimizin
yardım ve infak anlayışını büyük bir gayretle ve özveriyle yürüten
kuruluşlarımızın küresel güçlerin istekleri doğrultusunda bir oldu bitti ile
faaliyetlerini durdurmaları ile sonuçlanabilecek bu tasarıyı kabul etmediğimizi
kamuoyuna duyuruyoruz.
Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin kanun
teklifinin içinde derç edilmiş, insani yardım çalışması yapan sivil toplum
kuruluşlarının işleyişini, yapısını ve uluslararası hayır faaliyetlerini olumsuz
yönde etkileyecek kararlar içermektedir.
Kanun teklifinde yer alan 43 Maddeden sadece 6'sı genel gerekçe yani "Kitle
İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesini" içermektedir. Diğer
maddeler ise belirtilen ana amaçtan öte kararlar içermektedir. Ayrıca, Kanun
teklifinin birçok maddesi egemenlik haklarımızı zora sokacak ve bizleri Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararlarına mahkûm edecek maddeler
içermektedir.
Ülkemizin içinde bulunduğu hassas durum göz önüne alındığında ve terörle
mücadelemiz söz konusu olduğunda BMGK kararlarının ülkemizin bakış açısıyla
çoğu zaman örtüşmemektedir. Bunun bir sonucu olarak ülkemize karşı terör
faaliyeti içinde olan yapılar tarafından desteklenmektedir. Bu nedenle BMGK
kriter ve kararlarını esas alan bir kanuni düzenlemenin ülkemiz için önemli
mahzurlara yol açacağı aşikardır. Bu mahzurları şu şekilde sıralayabiliriz.
1. Sivil Toplum kuruluşlarının uluslararası faaliyetlerinin mahiyet ve
meşruiyetinin ölçüsü ülkemiz ve ilgili ülke ve faaliyetin hizmet konusudur.
Bu faaliyetlerin G7 ülkelerinin uygunluk denetimine sunmak bir
egemenlik sorunu olarak ele alınmalıdır.
2. İnsani yardım yapılan bölge ve toplumun; terör yaftası ile yaftalanması
BMGK raportörlerinin tasarrufuna bırakılmıştır. Irkçı Emperyalist yapılara
göre, PKK ve PYD gibi yapılar terör örgütü sayılmaz iken Filistin ebedi
terör toprağı olarak damgalanacak ve İslam dünyasına yardımın imkânı
ortadan kalkacaktır. Hususen Mısır başta olmak üzere pek çok İslam
ülkesinde bulunan İhvan mensupları derin bir yalnızlığa bırakılacaktır.
3. İslam dünyası başta olmak üzere, yapılan yardım ve hizmetler BMGK
takdiri ile teröre destek olarak tanımlanacak ve ülkemiz güvenlik birimleri
vasıtasıyla ilgili yardım kuruluşlarına ve kuruluş yöneticilerine ağır
müeyyideler uygulanabilecektir.
4. Kanun yoluyla İçişleri Bakanlığı tarafından STK'lara kayyum atanması ve
benzeri nitelikte görevden uzaklaştırma yetkisi tanınmaktadır. Basit bir
soruşturma ile bile, masumiyet karinesine aykırı olarak, dernek