Avrasya coğrafyasının üç önemli gücü Türkiye, Rusya ve İran; Ankara'daki Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nde Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin muhafazası için mutabakata vardı. Çin de bu görüşe destek veriyor. Suriye'nin bölünmesini savunan güçler ise ABD ve İsrail
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla Çankaya Köşkü'nde yapılan Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası ilk söz alan isim oldu ve "Suriye'nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükûnetin korunması, ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunması noktasında tam bir mutabakat içindeyiz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, toplantıda İdlib konusu üzerinde özellikle durulduğunu açıkladı.
ABD'ye iki hafta mühlet
Suriye'nin geleceği için en büyük tehdidin YPG/PKK olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Barış koridoru konusunda ABD ile iki hafta içinde anlaşamazsak kendi harekat planımızı uygulayacağız" dedi.
İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise ABD'nin Suriye'yi bölmeye çalıştığını dile getirdi ve "ABD'nin Suriye'de asker bulundurması meşru değildir. Adana mutabakatının hayata geçmesi endişeleri giderir" dedi. Putin ise İdblib'in "neredeyse tamamen El Kaide bağlantılı grupların elinde olduğunu" belirterek, "Suriye'nin kısıtlı operasyon yapmasına destek vereceğiz" dedi.
Ana hatlarıyla zirve
Suriye konulu zirvede Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler (BM) ilkelerine kuvvetli taahhüt vurgusu yapıldı ve Anayasa Komitesi listesinde uzlaşı sağlandı.
Üç garantör ülke lideri, beşinci kez bir araya geldikleri Suriye zirvesinde, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM ilkelerine kuvvetli taahhüt vurgusu yaptı. Liderler, Suriye'de terörle mücadele adı altında sahada yeni gerçeklikler yaratılması yönündeki her türlü girişimi reddetti.
Suriye'nin toprak bütünlüğüne özel vurgu
Ortak bildiride, liderler tarafından Suriye'nin kuzeydoğusundaki güvenlik ve istikrarın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceği vurgulandı. Ayrıca liderler, ABD'nin işgal altındaki Golan Tepeleri'ne ilişkin uluslararası hukuku ihlal eden ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit niteliğindeki kararını da kınadı. Erdoğan, Ruhani ve Putin, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine, yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve ev sahipliğinde, BM'nin kolaylaştırıcılığında siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine ilişkin inançlarını teyit etti.
Üç liderin ortak yazılı açıklamasında yer alan bu vurgular, zirvenin sonunda yaptıkları basın açıklamalarına da yansıdı.
Siyasi çözümde mutabakat
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükunetin korunması, ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunması noktasında tam bir mutabakat içindeyiz." ifadesini kullandı.
Suriye'de barışın sağlanması için daha fazla sorumluluk üstlenilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Elimizi taşın altına daha fazla koymamız gereken bir dönemdeyiz. Siyasi çözüm umutlarının diri tutulması bizlerin gayretlerine bağlıdır. Ankara zirvesinin Astana sürecine yeni bir soluk kazandıracağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Ruhani, Suriye krizininin sadece siyasi yollarla çözülebileceğini ifade ederek, çözümün Suriye halkının katılımıyla gerçekleşeceğinin altını çizdi.
Putin de Rusya, Türkiye ve İran'ın garantör olduğu Astana sürecinin, Suriye'nin çözüm sürecine en etkin katkı sağlayan mekanizma olduğunu vurgulayarak, "Ortak çabalarımızla Suriye topraklarında istikrar sağlanmıştır ve şiddet seviyesi düşürülmüştür" diye konuştu.
Anayasa Komitesi kuruluyor
Zirvenin ardından liderler, Suriye'de anayasayı yazacak komiteye katılacak isimlerin listesinin oluşturulduğunu açıkladı.
Suriye'de Anayasa Komitesine ilişkin Ruhani, "Bir an önce çalışmalarına başlamasını ve anayasayı revize etmesini umut ediyoruz" ifadesini kullanırken, Putin "Diplomatlarımız titiz çalışma sonucunda listeyi oluşturdular ve usul çalışmaları yaptılar. Liste onaylanmıştır" diye konuştu.
"Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar alındığını" belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Cenevre'de komite çalışmaları süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim" ifadesini kullandı.
Erdoğan: PYD/PKK yok edilmeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağının PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD olduğunu vurgulayarak, "Bu ülkedeki PKK/PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin, Suriye sınırı boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek, ülkenin bölünmesini engellemektir" dedi.
Artık Suriyelilerin ülkelerine güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşlerine yoğunlaşmak gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Hem Rusya ve İran'la hem de uluslararası toplumun diğer üyeleriyle Suriyeli mültecilerin gönüllü geri dönüşü için çalışmak istiyoruz" mesajını verdi. Putin, Türkiye dahil olmak üzere bölge ülkelerinin kendi milli güvenliğini koruma hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, üç garantör ülkenin de Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğuna işaret etti. İdlib'de çatışmasızlık bölgesindeki durumun endişe verici olduğunu söyleyen Putin, Erdoğan ve Ruhani ile İdlib'de gerginliğin azaltılması için adımlar atılması konusunda mutabık kaldıklarının altını çizdi.
ABD'nin Suriye'deki varlığı rahatsız ediyor
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, ABD'nin Suriye'de teröristleri desteklediğini ve Suriye'yi bölmeye çalıştığını belirterek, "ABD'nin Suriye'de asker bulundurması meşru değildir, ABD güçleri bir an önce bölgeyi terk etmelidir" diye konuştu. Ruhani, "Fırat'ın doğusu ABD'nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır" ifadesini de kullandı.
Komitede pürüz kalmadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de Anayasa Komitesi oluşturulmasıyla ilgili, "Cenevre'de komite çalışmaları süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim" dedi.
Erdoğan, şu yanıtı verdi: "Anayasa Komitesinin kurulmasına yönelik çalışma başarıyla tamamlandı. Bir kişiyle ilgili olumsuzluğu gidermiş bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye ile ilgili özel temsilcisinin buradaki gayretlere verdiği destekle beraber inanıyorum ki bu usul kuralları da süratle giderilmiş olacak. Böylece Cenevre'de komite çalışmaları süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim ve ortak yaklaşımımız da zaten bu."
Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye olarak sınırlarımızın hemen bitişiğinde 4 milyon insanı etkileyecek yeni bir trajedi yaşanmasına seyirci kalamayız. Böylesi bir vahim gelişme sadece ülkemizi değil bütün Avrupa'yı etkileyecektir. Zirve'de, Suriye'de siyasi çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık. İstişarelerimizde usul kuralları konusunu da Birleşmiş Milletler ile eş güdüm halinde sonuçlandırarak Anayasa Komitesinin çalışmalarına bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık. Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı olan YPG/PYD'dir. Bu ülkedeki PKK, PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir. Nihai hedefimiz Suriye'nin kuzeyinde bir barış koridoru tesis ederek ülkenin bölünmesini engellemektir."
Putin'den Yemen krizine Kuran'dan ayetli örnek
Suudi Arabistan'da tesislere yapılan saldırının toplantıda gündeme gelmediğini ancak Yemen'de insani dram ve felaket yaşandığını söyleyen Putin, Kur'an-ı Kerim'den ayet alıntılayarak bu krizin çözümü ile ilgili öneride bulundu.
Putin, "Krizin çözümü için tüm taraflar arasında bir çözüm üretilmesi gerekir. Mesela bunu da Müslüman ülke olan Türkiye'de bulunurken Kuran'dan atıfta bulunmak istiyorum: 'Allah'ın sözlerini hatırlayınız, siz düşmansınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı.' Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Şiddetin kabul edilmezliği konusunda Kur'an'da sözler var" diye konuştu.
Suudi Arabistan'a güvenliğini sağlaması için Rusya'dan hava savunma füze sistemi almasını öneren Putin, "Suudi Arabistan'ın kendisini koruması için gerekli yardımı yapmaya hazırız. Suudi yönetimi de bu konuda akıllıca karar alabilir. İran S-300 aldı, Türkiye S-400 aldı, Suudi Arabistan da benzer bir adımla kendi güvenliğini sağlayabilir. Bu sistem Suudi Arabistan'ın altyapısını güvenli bir şekilde koruyacaktır" dedi.
Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge konusundaki değerlendirmesi sorulan Putin, "Türkiye dahil olmak üzere bölgede bütün devletler kendi milli güvenliği konusunda bir koruma hakkına sahiptir. Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Güvenliğin sağlanması ve terörle mücadele ile ilgili sorunlar çözüldüğü zaman, Suriye'nin toprak bütünlüğü tamamen sağlanacak. Bu, bütün yabancı askeri birliklerin Suriye'den çekilmesi için de geçerlidir" ifadelerini kullandı.
Ruhani ise Aramco tesislerine yönelik saldırı konusunda, "Yemenlilerin kendilerine yönelik saldırılar karşısında kendilerini savunma hakkı vardı. Bu saldırılar Yemen'de yıllardır devam eden saldırılara verilen karşılıktır" dedi.
Yemen'i bu hale kim getirdi?
Suudi Arabistan'daki petrol tesislerine yapılan saldırının piyasaları etkileyip etkilemeyeceği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Yemen'de bu süreç nasıl başladı? Bunun üzerine durmak gerekir. Yemen yerle yeksan oldu, bunun müsebbibi kimlerdir? Bunların üzerinde durmak lazım. Tabii ki bütün bu tahribatlarla artık Yemen'deki insanlar şüphesiz ki onlar da sürekli belli bir hazırlık içinde olmuşlardır. Gönül bu tür gelişmeleri arzu etmiyor ancak gelinen bu noktada özellikle de bizim şu anda Yemen'in bir an önce yeniden inşa ve ihyası için ne gibi çalışmalar yapabiliriz, bunu düşünmemiz gerekiyor. Çünkü Yemen kendi ayakları üzerine kalkabilecek bir altyapıya sahip değil.
Öyle ise şu anda gelişmiş ülkeler olarak, gelişmekte olan ülkeler olarak Yemen'e ne yapılabilir? Bu sadece bölgede Yemen için söyleyeceğim bir şey değil, aynı durum Suriye için de geçerli. Bu noktada yine bölgedeki Filistin için de geçerli. Filistin'in durumu ayrı bir felaket, onun üzerinde de durulması gerekir. Ama ne yazık ki şu anda bakıyorsunuz Müslüman, Müslüman ile uğraşıyor. Az önce Sayın Putin, Rabbimizin bir uyarısını burada hatırlatmak istedi. 'Ancak inananlar kardeştir,' hükmüyle ben işi kısa olarak alayım. Kardeşliğin gereğinin bu olmaması lazımdı ama Yemen'e ilk bombaları kimler attı? Bu sorunun cevabı bulunursa gelinen noktanın bir tahrik olduğu kanaatine de varırız diye düşünüyorum."
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani onuruna yemek verdi.
Ortak bildiride kuvvetli mesajlar
* Liderler Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini vurgulamışlardır.
* Suriye'de gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişim reddedildi.
* Suriye'nin kuzeydoğusundaki durum ele alındı. Bu bölgede güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceği vurgulandı.
* ABD yönetiminin işgal altındaki Suriye Golanı'na dair uluslararası hukukun ağır ihlalini teşkil eden ve bölgesel barış ile güvenlği tehdit eden kararı kınandı.
* Liderler, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini vurgulamışlardır.