CumhurbaşkanıErdoğan'ın şehit edilen Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk'ün cenazesinde söylediği, "İdam ile ilgili konu TBMM'nin gündeminde. Bununla ilgili kararı Batı değil biz veririz. Milletimin ne istediği asıl olandır. Şahsa karşı işlenen suçun tek af yetkisi onun varislerindedir. George ne demiş, Hans ne demiş bizi ilgilendirmiyor" demişti.
Ekonomik yaptırımtehdidi
Erdoğan'ın bu sözlerine Avrupa Parlamentosu (AP) BaşkanıMartin Schulz'tan tepki geldi."Türkiye idam cezasını yeniden getirirse, bu durumda üyelik görüşmeleri sona erer"diyen Schulz, idamın üyelik görüşmeleri için kırmızı çizgi olduğunun altını çizdi."Türkiye ile ilişkileri durdurursak, muhalefet ve gözaltına alınanlara yardım etme şansımız kalmaz"diyen Schulz," Bu nedenle diyalogun sürdürülmesinden yanayım" ifadelerini kullandı.
Muhalefete ve gazetecilere yönelik tutumu da eleştiren Schulz, ekonomik yaptırım seçeneğini gündeme getirdi.
Schulz, "Türkiye'deki durumun devam etmesi halinde, Avrupa Birliği olarak ekonomik yaptırımlar dahil, bazı önlemleri düşünmek zorunda kalacağız. Yıl sonuna kadar Türkiye'nin de üye olduğu gümrük birliğinin reforme edilmesi gerekiyor. Muhalefet milletvekilleri ve gazetecilerin tutuklanmasının ardından gümrük birliğinin genişletilebileceğini düşünemiyorum"dedi.
"Elinden geleni ardına koyma!"
AP Başkanı Schulz'un ekonomik yaptırım ve müzakerelerin durdurulması tehdidine ilk cevap Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'dan geldi. Ankara'yı ziyaret eden Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi ile düzenlenen ortak basın toplantısından konuşan Çavuşoğlu,"Elinden ne geliyorsa arkasına koymasın. Avrupa Birliği'nin ve Parlamento Başkanı'nın ikiyüzlülüğünü, çifte standardını her zaman olduğu gibi yine görüyoruz sadece biz değil halkımız da bunu görüyor"dedi.
"Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'un söylediklerinin bizim için çok fazla bir önemi yok" diyen Çavuşoğlu şöyle devam etti:"Eğer onun gücü yetiyorsa öncelikle Avrupa Parlamentosu'nda PKK faaliyetlerine son versin. Onları engelleyebilsin. Öyle görünüyor ki ya destekliyor ya da gücü yetmiyor. Öte yandan Schulz'un açıklamasına baktığınız zaman tehditkâr, üstten bakan bir tavır var. Hiç kusura bakma sizin bu tehditkâr tavırlarınız bizi etkilemez. Biz kararlarımızı alırken sizden değil, halkımızdan güç alıyoruz. Türkiye-Avrupa Birliği temasının devam etmesini arzu ederken de esasen kendi isteklerini belli ediyor. Diyor ki; ?Diyaloga devam ettirmezsek muhalefetle Türkiye'de karşıtlara sahip çıkamayız.' Kimi kast ediyorsunuz? CHP mi, MHP mi? Hayır PKK ve yandaşlarını kast ediyorsunuz. Niçin Türkiye'yle ilişkilerin devam etmesini istediğini de açıkça söylüyor."
Brüksel'de kritik 'Türkiye' zirvesi
AB'den Türkiye'ye gelen tehditlerin dozu sürekli artarken AB Dışişleri Bakanları Türkiye gündemiyle Brüksel'de toplandı. Toplantının gündeminde Türkiye ile üyelik müzakerelerinin durdurulması vardı.
AB içinde bir kanat Türkiye ile müzakerelerin kesilmesini isterken bir diğer kanat da müzakereleri kesersek Türkiye başka arayışların içine girer ve Türkleri yeterince kullanamayız görüşünde. Bu görüşü savunanların başında Almanlar geliyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier, AB'nin Türkiye'nin üyelik müzakerelerini askıya alması önerilerine karşı çıkarak şu açıklamayı yapmıştı:"Biz Türkiye'nin Avrupa'yla bağlı kalmasından yanayız. Türkiye'nin çevresindeki ihtilaflara ve krizlere baktığım zaman Dışişleri Bakanı olarak şunu da söylemem lazım. Türkiye'nin Avrupa'yla bağlı kalmasına ihtiyacımız var. Türkiye'ye şimdi kapıyı kapatıp anahtarı atarsak, Türkiye'de yardım isteyerek Avrupa'ya bakan ve buradan destek almayı ümit eden birçok insanı hayal kırıklığına uğratacağız. Bu nedenle, bence bu en akıllıca yol olmayacaktır."
Haber Merkezi