HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 02 OCAK 2025, PERŞEMBE

Risk tespitinde devlet ve vatandaş birlikte çalışmalı

İzmir Depremi'ne ilişkin incelemelerde bulunmak üzere bölgede bulunan SUBÜ DAMER
heyetinden Prof. Dr. Naci Çağlar ve Dr. Osman Kırtel TRT Haber canlı yayınına katıldı. Çağlar
ve Kırtel; malzeme kalitesi, yapım hataları ve binalara keyfi müdahalelerin İzmir'deki yıkımın
sebepleri olarak ön plana çıktığını ifade ederken yapıların risk tespitinin yapılmasının önemini
vurguladılar.
02.11.2020 00:00
Risk tespitinde devlet ve vatandaş birlikte çalışmalı
Risk tespitinde devlet ve vatandaş birlikte çalışmalı
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Deprem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma

Merkezi (DAMER) İzmir Depremi'nin ardından bölgede incelemelerini sürdürüyor. Rektör Yardımcısı

Prof. Dr. Naci Çağlar, DAMER Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Osman Kırtel, Teknoloji Fakültesi Dekan

Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi İsa Vural, Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Sümer ve Dr. Öğretim Üyesi Ali

Sarıbıyık'tan oluşan heyet ilk incelemelerinin sonucunda elde ettikleri bulguları ise kamuoyuyla

paylaşıyor. Bu doğrultuda TRT Haber canlı yayınına konuk olan Rektör Yardımcısı Çağlar ve DAMER

Müdürü Kırtel depreme ve hasarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 



Deprem gerçeği dikkate alınmamış

AFAD'ın kaya zemin ve alüvyon zemindeki ivme değerlerine dikkat çeken Prof. Dr. Naci Çağlar,

"Buradaki değerler zeminin 2,5-3 kat kadar deprem etkisini büyüttüğünü gösteriyor. Tabi ki yapıda

görülen hasarların tamamı zemine bağlanamaz. Aynı zeminde olmasına rağmen bazı binalarda çatlak

bile gözlemleyemezken bazı binaların çöktüğünü görüyoruz. Binaların projelendirme hataları, yapım

hataları ve işçilik hataları öne çıkabiliyor. Burada yıkılan yapılara baktığımızda kirişleri görebiliyoruz

ama kolonların çoğu dağılmış durumda ve onları göremiyoruz. Bu yapıları depreme dayanıklı yapılar

olarak göstermek mümkün değil. Sanki deprem gerçeği hiç göz önünde bulundurulmadan inşa

edilmişler. 2000 yılı öncesine baktığımızda Türkiye'de binaların beton dayanımı çok düşük

seviyerlerdeydi. Yönetmelikte belirtilen değer, olması gereken deprem dayanımının yarısından daha az

bir deprem dayanımına sahip betona tekabül ediyordu. Bizim öncelikle bu sorunu çözmemiz gerekiyor"

diye konuştu.



3 çözüm önerisi

İzmir'de yaptıkları ilk incelemelerde malzeme dayanımının düşük olduğunu gördüklerini belirten

Çağlar, "Son deprem yönetmeliğine göre beton dayanımının 25 megapaskal olması gerekiyor. Biz

buradan alınacak örneklerde 14-15 megapaskallık bir değer çıkmasını öngörüyoruz. Yani olması

gereken değerin epey altında. Beton oluşturulurken birçok malzeme karıştırılıyor. Bu malzemelerin belli

oranları var. O oranlar sağlandığı zaman beton dayanıklı olabilir. Bunun şantiye ortamında malzemeleri

kararak sağlanma şansı yok. 2000 sonrası yönetmelik gereği bunlar fabrika ortamında yapıldığı için

dayanım sağlayabiliyorlar. Oradaki sorun ise beton şantiyeye geldikten sonra ustaların betona fazla su

katmaları oluyor. Su oranının artması betonun kıvamını artırır ama dayanımını düşürür. Burada sorun

daha çok denetim noksanlığından kaynaklanıyor gibi görünüyor. Eğer bir inşaat mühendisi tarafından

doğru bir denetim yapılırsa beton da doğru bir şekilde kullanılacaktır. Vatandaşlarımız öncelikle kendi

evlerinin risk durumunu öğrenmeliler. Eğer varsa bu riski azaltmalılar. Bir de riskin transfer edilmesi

lazım. Bunu sağlamanın yolu ise deprem sigortasını yaptırmak. Bu 3 öneriye dikkat etmelerinin olumlu

sonuçlar doğuracağını düşünüyorum."

Binalara keyfi müdahale yapılmamalı

Depreme dayanıklı yapı tasarımının disiplinler arası olduğunu belirten DAMER Müdürü Dr. Osman

Kırtel, "Yer bilimi uzmanları ve inşaat mühendisleri bunun için birlikte hareket etmeliler. Depremlerin

yapılara etki edecek ivme değerleri belirlenmiş durumda. En büyük problem yapıların bu değerlere 

T.C. SAKARYA UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ



İletişim Koordinatörlüğü

uygun olarak tasarlanıp inşa edilememesi. Özellikle 1999 Marmara Depremi sonrasında hazır betonun

ve zemin etüdünün zorunlu hale getirilmesi, yapı denetim kuruluşlarının kurulması ve bunların

arttırılmasıyla birlikte bu tarihin ardından yapılan yapılar göreceli olarak daha önce yapılan binalara

göre çok daha iyi durumdalar. Burada hasar alan ya da yıkılan binaları dışarıdan gözlemlediğimiz

kadarıyla malzeme kalitesi ve özellikle hazır betonun kullanılmaması öne çıkıyor. Yapılarının hazır

betonla yapılmadığını bilen ev sahipleri yetkili kurumlara yapılarının deprem performanslarını test

ettirmeliler. Burada Barış Sitesi'nde 4 bloktan 3'ü yıkılmış, 1 tanesi yıkılmamıştı. Yıkılan 3 binanın

giriş katında tüm duvarlar kaldırılmış ve katlar otopark olarak kullanılmış. Bunun yapılmadığı diğer

bina ise ayaktaydı. 3 bina giriş katı üzerine çökmüştü. Yapıya yapıda yaşayanlar tarafından yetkili

uzmanların bilgisi dâhilinde olmadan yapılan müdahaleler de bir diğer ciddi sorun." 



Eski yapı stokunu yenileyemiyoruz

Vatandaşların evi aldıktan sonra evin içindeki her şeye müdahale etme hakkını kendilerinde görmenin

başka bir sorun olarak ön plana çıktığını belirten Kırtel, "Bu yasal olarak yasak bir şey. Duvarı

kaldıranlar ve taşıyıcı elemanlara zarar verenler var. Bu da gördüğümüz yıkım sebeplerinden bir tanesi.

İstanbul'da olacak bir depremin çarpan etkisi çok çok fazla olacaktır. İzmir'de yıkılan bina sayısı 20

civarında ve arama kurtarmayla ilgili çekilen zorlukları görebiliyoruz. Deprem kar ya da yağmur gibi bir

doğa olayı. Afete dönüştüren binalar. Teknoloji ilerliyor. Deprem yönetmelikleri yenileniyor. Ama biz

eskiden gelen yapı stokumuzu bir türlü yenileyemiyoruz. Eski yapıları gözden geçirerek riski tespit

etmemiz gerekiyor. Bunun için de ben devletimizin ve vatandaşlarımızın beraber çalışmaları gerektiğini

düşünüyorum. Vatandaşlarımızın risk tespiti için istekli olmalı devletimiz de bu anlamda gerek maddi

gerekse uzman noktasında destek sağlamalı" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)sakaryamedyasi.com.tr
Tüm hakları Sakarya Medyası adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr