Halk oylaması sürecinde bir otelde çocukları Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastası olan bir grup aile ile görüştüğünü anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu çocukların tedavi edilmesi için ilaç gerekiyor. Dünyada yeni bir ilaç çıkmış ve bu ilacın fiyatı binlerce dolar. Aileler alamıyorlar. Hepsinin sosyal güvenliği var ancak SGK da 'ben bunu karşılamam, çünkü hükümet izin vermiyor' diyor. O ailelerden birisinin çocuğu Eymen bebek 8,5 aylık vefat etti. Bu ilacı kullanmadığı için Sakarya'da. Valilik kampanya açmış 'acaba para toplayıp, bu çocuk için ilaç getirebilir miyiz?' diye. Bu ilaç gelmedi ve çocuk hayatını kaybetti. Annesinin söylediği söz, 'biz seni kurtaramadık...' Bir ilaç gelmedi ve o çocuk hayatını kaybetti. Bugün yüzlerce çocuk var aynı şekilde. Ama bu ülkenin Başbakanı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı, Çin'e giderken, Amerika'ya giderken kendi özel arabasını kargoyla götürebiliyor. Bir ilaç alamayan aileyi düşünün ama bu ülkenin AKP Genel Başkanı Çin'e ve ABD'ye giderken kargo uçağıyla kendi özel arabasını götürüyor. Allah aşkına, ramazan ayındayız, hangi din, hangi ahlak bunu kabul eder? Böyle söyleyince 'Kılıçdaroğlu sert konuşuyor' diyorlar. Ne söyleyeyim? Ölen çocuğa mı acırsınız, bir beyefendinin arabası kargoyla gitsin ona mı acırsınız. İki ekmek için saatlerce kuyrukta bekleyecek beyefendinin arabası uçakla gidecek. Büyükelçinin altında kurşun geçirmez arabaları var, niye kullanmıyorsunuz. Bu lüks ne? Bu şatafat ne? 8.5 aylık Eymen bebeğin günahı onların boynuna?"