Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Paul Pottinger'a göre burnunu karıştıran kişiler daha sonra dokundukları yüzeylere kendi mikroplarını bulaştırmakla kalmıyor, parmak uçlarına yapışan mikropları da doğrudan burnuna aktarıyor.
Bu da burnunu karıştıran kişilerin koronavirüsü başkalarına yayabileceği veya onunla birlikte grip virüsü gibi diğer mikropları doğrudan vücuduna aktarabileceği anlamına geliyor.
Zira burun, ağız ve gözle birlikte mikropların vücuda girebileceği üç ana yoldan biri. Ancak patojenlerin girişini engellemek için burun kılları ve mukoza salgısı gibi savunma sistemlerine sahip.
BURNUNU KARIŞTIRAN KİŞİLER...
Independent'ten Çağla Üren'in haberine göre, Pottinger, burnun nemli astarının, "yabancı istilacılara karşı mukus salgılayabilen mikroskobik küçük bezler barındırdığını" ifade ediyor. Bu istilacılar arasında polen, kir ve toz gibi büyük parçacıklarla birlikte bakteri ve virüsler gibi mikroskobik maddeler de dahil.
Ancak bu mukus tabakası kuruduktan sonra yakaladığı parçacıklarla birlikte, sümük diye bilinen maddeye dönüşüyor. Ve burnunu karıştıran kişiler işte bu maddeyle temas ediyor.
Ayrıca burun içindeki derinin çok hassas olması, yine ciddi bir sağlık riski yaratıyor. Daha önce ABD'deki Jackson Eyalet Üniversitesi'nde biyoloji profesörlüğü yapan moleküler virolog Cedric Buckley, burun karıştırmanın, burnun içindeki hassas epitel dokuda küçük kesikler oluşturabileceğini belirtiyor:
"Bu bariyer aşıldığında viral parçacık enfeksiyonu için bir kanal haline gelen kılcal bir yatağa girersiniz."
İşte bu ihlal, eldeki mikropların kan dolaşımına taşınma riskini artırıyor.
ALIŞKANLIĞI KIRMAK
Burun karıştırma, pandemi sırasında her zamankinden daha fazla kaçınılması gereken bir eylem. Ancak alışkanlıklardan, özellikle de düşünmeden yapılan alışkanlıklardan vazgeçmek zor olabilir.
Psikoloji uzmanları burun karıştırmayı; tırnak yeme, dudak çiğneme ve saç yolma davranışları gibi "vücut odaklı tekrarlayan bir davranış" diye niteliyor. Kaliforniya Stanford Üniversitesi'nde klinik psikiyatri profesörü Dr. Elias Aboujaoude, bu alışkanlıkların, bireylerin kişisel veya profesyonel yaşamına zarar vermesi durumunda klinik bir duruma dönüşebileceğini söylüyor.
Bu alışkanlıkları bırakmak isteyen bireyler, bir bilişsel davranışçı terapi biçimi olan "alışkanlığı tersine çevirme terapisi" alabiliyor. Bu terapi, psikiyatristlerin beden odaklı tekrarlayan davranışlara sahip kişilere yardımcı olmak için başvurduğu bir yöntem.
Aboujaoude'ye göre bu tedavi, bireylerin davranışlarına ve bunların sonuçlarına yönelik farkındalığını artırıyor ve alışkanlığa dönüşen davranışın yerine örneğin stres topu sıkmak gibi zararsız bir davranış koyuyor.
Bu noktada yüz maskeleri de özellikle yararlı olabilir. Zira koronavirüslerin hava yoluyla bulaşmasını önleyebilen maskeler, bilinçsizce yapılan parmak-burun hareketlerini de engelleyerek bu alışkanlığın terk edilmesine yardımcı olabilir.
Pottinger, konuyla ilgili düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
"Eğer burun karıştırma alışkanlığını bırakmaya hevesliyseniz bu insanlık tarihindeki en büyük fırsat. Zira herkesin yüzünü kapatması gereken bir dönemdeyiz."